Krizler artık “olasılık” değil, hayatın bir parçası. Deprem, sel, yangın, salgın ya da gıda krizi… Hepsi aynı soruyu tekrar tekrar sorduruyor: Şehirler ve onları yönetenler bu krizlere ne kadar hazır?
Bundan yalnızca bir hafta önce, 17 Aralık 2025 Çarşamba günü, Hatay’da sadece 30 saat arayla ikinci kez 4’ün üzerinde deprem yaşandı. Depremler büyük değildi belki; ama hatırlattığı gerçek çok büyüktü. Kriz dediğimiz şey her zaman yıkıcı bir felaketle gelmez. Bazen küçük sarsıntılarla uyarır, bazen de hazırlıksız yakalar.
Hatay, yakın geçmişte ağır bedeller ödemiş bir şehir. Buna rağmen yaşanan her yeni sarsıntı, sadece binaların değil; kurumların, planların ve reflekslerin ne durumda olduğunu da test ediyor. İşte tam bu noktada soru netleşiyor: Belediyeler kriz anlarını mı yönetiyor, yoksa krizlere önceden mi hazırlanıyor?
Kriz yönetimi ile krizlere hazırlık arasında ciddi bir fark vardır. Kriz yönetimi; olay olduktan sonra devreye girer. Hazırlık ise görünmeyen ama en hayati aşamadır. Afet planları, toplanma alanları, lojistik merkezler, gıda ve su stokları, iletişim altyapısı… Bunların hiçbiri kriz anında üretilemez; ancak önceden inşa edilir.
Bugün şehirlerin kırılganlığı sadece depremle sınırlı değildir. Gıda arzı, enerji sürekliliği, suya erişim ve ulaşım zinciri de en az yapı güvenliği kadar kritiktir. Bir şehir, bu başlıklarda ne kadar hazırlıklıysa o kadar güçlüdür. Belediyecilik tam da bu nedenle yalnızca imar ya da altyapı işi değildir; risk yönetimi işidir.
Son yaşanan depremler bize bir kez daha şunu gösterdi: Krizler beklemez. Takvim sormaz, gündem dinlemez. Bu yüzden şehir yönetimlerinde esas olan, “olursa bakarız” anlayışı değil; “olmadan hazırız” yaklaşımıdır. Dayanıklı şehirler, kriz anında panikleyen değil; ne yapacağını bilen şehirlerdir.
Belediyeler krizlere ne kadar hazır?
Bu sorunun cevabı; yapılan açıklamalarda değil, sessizce hazırlanmış planlarda gizlidir. Afetlere, gıda ve enerji kesintilerine, beklenmeyen sarsıntılara karşı hazırlıklı olan şehirler ayakta kalır. Diğerleri ise her krizi yeniden öğrenmek zorunda kalır.
Gerçek belediyecilik, krizi konuşmak değil; krize gerek bırakmamaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: