Dünya siyaseti uzun süredir alışılageldik dengelerle yürürken, Türkiye son yıllarda bu düzeni sarsan ve yeniden tanımlayan aktör olarak öne çıkıyor. İsrail’in son açıklamasında Türkiye’yi, Katar ve Suriye ile birlikte “şeytan üçlüsü” olarak ilan etmesi aslında bu dönüşümün en açık göstergelerinden biri.
İsrail’in Neden Rahatsız Olduğu
İsrail’in Türkiye’ye yönelik söylemlerindeki sertleşme tesadüf değil. Gazze meselesinde Ankara’nın net duruşu, Filistin’in haklarını savunmadaki ısrarı ve bölge halklarının gönlünde kazandığı meşruiyet, İsrail açısından ciddi bir diplomatik baskı anlamına geliyor. Katar’ın finansal ve diplomatik desteği, Suriye’nin yeniden uluslararası sahneye çıkışıyla birleştiğinde, İsrail kendini giderek sıkışmış hissediyor.
Türkiye’nin Artan Etkisi
Bugün Ankara, sadece bölgesel değil küresel ölçekte de oyunun kurallarını değiştiren hamleler yapıyor. Enerji koridorları, savunma sanayisindeki başarılar, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar uzanan diplomatik açılımlar Türkiye’yi “dengeleyici” değil, “yön verici” aktör konumuna yükseltiyor. Bu durum Batı’da ve özellikle İsrail’de rahatsızlık yaratıyor; çünkü alıştıkları tek kutuplu denklem bozuluyor.
Türkiye-Mısır Tatbikatı: 22 Eylül Mesajı
Yaklaşan en kritik gelişme, Türkiye ile Mısır’ın 22 Eylül’de yapacağı ortak hava ve deniz tatbikatı. Yıllar süren diplomatik gerginliklerin ardından gelen bu işbirliği, Doğu Akdeniz’de yeni bir denge kurulduğunun ilanı niteliğinde. Tatbikat sadece askeri bir prova değil; aynı zamanda Türkiye’nin bölgedeki dostluk halkasını genişlettiğinin, yalnız kalmadığının ve etkisini artırdığının güçlü bir göstergesi.
Mısır’ın Türkiye’nin Emrine Girmesi
Tatbikatın ötesinde asıl mesaj, Mısır’ın Türkiye’nin çizdiği stratejik yörüngeye girmesidir. Kahire, Ankara ile aynı safta yer alarak aslında bölgesel liderliği kabul ettiğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin yön verdiği bir eksende hareket eden Mısır, Doğu Akdeniz’den Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada artık Ankara’nın müttefiki değil, onun liderliğini kabul eden bir aktör olarak öne çıkıyor. Bu durum, bölgedeki tüm dengeleri kökten değiştirecek bir kırılma noktasıdır.
Yeni Düzenin Ayak Sesleri
Türkiye’nin yükselişi, sadece askeri ya da diplomatik gücünden kaynaklanmıyor. Aynı zamanda halkların vicdanında karşılık bulmasından, yani meşruiyetinden besleniyor. Gazze için yükselen ses, Afrika’da kurulan işbirlikleri, Asya’da geliştirilen ortaklıklar, hepsi “dünyaya yön veren Türkiye” vizyonunun taşları. Mısır’ın bu vizyona katılması, oyunun artık daha da büyüdüğünü gösteriyor.
İsrail’in “şeytan üçlüsü” yaftalaması aslında Ankara’nın doğru yolda olduğunun işareti. Çünkü tarihte hep böyledir: Düzeni değiştirenler, önce hedef alınır, sonra tarih sahnesinde haklılıkları kabul edilir. Bugün Türkiye, Katar, Suriye ve Mısır ile birlikte yeni bir bölgesel dayanışmanın öncüsü oluyor. Üstelik bu dayanışmanın merkezinde, Türkiye’nin liderliği ve yönlendirici gücü açıkça hissediliyor. Bu, sadece Ortadoğu’yu değil, küresel siyaseti de şekillendirecek bir gelişme.
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: