Bir gün bir eşek, farkında olmadan derin bir kuyuya düşer. Sahibi panik içinde onu kurtarmaya çalışır. İpler sarkıtır, yardım ister, çırpınır… Ama nafile. Eşek orada öylece kalmıştır. Gün geçtikçe hayvanın gücü tükenir, yemez, içmez, gözleri donar, adeta ölümü beklemeye başlar.
Komşular gelir, duruma şahit olurlar ve şöyle derler:
"Bu işin sonu yok, onu orada öylece bırakmak acımasızlık olur. En iyisi, üzerini toprakla örtelim. Hiç değilse bu acıyı uzatmayalım."
Ve kürekler toprak dolusu acı ile kuyunun içine atılmaya başlanır.
Her kürek toprağı, eşeğin sırtına düşer.
İlk başta eşek ürker, sarsılır.
"Bu da ne şimdi?" diye düşünür.
Ama sonra bir içgüdü devreye girer…
Toprağı üzerinden silker ve bir adım yukarı çıkar.
Her toprak küreği, eşeğin mezarı değil, merdiveni olur.
"Silkelen ve çık!" dercesine.
"Hayatta kalmak istiyorsan, üzerine atılanı yok sayma; dönüştür!"
Saatler geçer. Yukarıdan izleyen gözler, eşeğin yavaş yavaş yukarı çıktığını fark eder.
Ve sonunda:
O artık dışarıdadır.
Yenilmiş, vazgeçmiş, gömülmüş olması gereken eşek…
Yaşar. Kurtulur. Özgürleşir.
Bu sadece bir hayvanın hayatta kalma mücadelesi değil.
Bu, her insanın hayat yolculuğunda karşılaştığı engellerin, acıların ve "toprağa gömülme" tehditlerinin hikâyesidir.
Hayat boyunca üzerimize atılanlar az değildir:
Haksız eleştiriler,
Arkadan vurmalar,
İhanetler,
Kaybedilen dostluklar,
Umutsuz geceler…
İnsan bazen kuyuya düşer fark etmeden.
Ve en yakını bile onu “üzerini örtmekle” meşguldür.
Ama mesele, o kürekte değildir…
Mesele, o küreğe ne yaptığıdır.
Toprak mı?
Ya gömer, ya büyütür.
Kendine inanırsan, düşmanının attığı çamur bile merdiven olur.
Yeter ki silkelenmeyi öğren.
Yeter ki vazgeçme.
Yeter ki canın yanarken bile ayakta durmayı bil.
Her kürek birer darbe değil;
Birer adımdır aslında.
İncinirsin ama büyürsün.
Ağlarsın ama öğrenirsin.
Kaybedersin ama güçlenirsin.
Çünkü hayat seni bazen gömer gibi yapar…
Sırf yeniden doğasın diye.
Unutma:
> Hayatın seni gömdüğünü sandığın yerde, aslında seni yeniden toprağa tutunduruyordur.
Toprağa düşen tohum gibi…
Karanlıkta büyürsün.
Ve bir gün, ışığa dönersin.
Silkelen.
Adım at.
Yüksel.
Çünkü sen, kuyunun dibine ait değilsin.
Senin yerin; gökyüzünün altında, yeryüzünün en yükseğidir.
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: