1- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin söylemleri, Türkiye’de siyasal denge, devlet-milliyet ilişkisi ve güvenlik paradigması açısından uzun süredir belirleyici bir etkiye sahiptir. Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş’ın tahliyesine ilişkin “Türkiye için hayırlı olacaktır” ifadesi, ilk bakışta MHP’nin geleneksel milliyetçi çizgisiyle çelişkili gibi görünmektedir. Ancak bu açıklama, yalnızca bireysel bir görüş değil, Türkiye siyasetinde değişen güç dengeleri, meşruiyet arayışları ve Cumhur İttifakı içi konumlanmalar açısından çok katmanlı bir anlam taşımaktadır.
2- Bahçeli’nin açıklaması, Cumhur İttifakı içinde son dönemde yaşanan sembolik gerilimlerin —özellikle 29 Ekim törenlerine katılmama ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimlerine dair farklı tutumlar— ardından gelmiştir. Dolayısıyla bu ifade, salt bir “insan hakları” veya “yargı süreci” değerlendirmesi değil, ittifak içi siyasi konumun yeniden tanımlanması anlamına gelebilir.
Bahçeli, geçmişte Demirtaş’ı “terörle iltisaklı” olarak nitelendiren en sert aktörlerden biri olmuştur. Dolayısıyla “tahliye hayırlı olacaktır” söylemi, bir politika değişikliğini değil, daha çok Türkiye’nin iç barışı, yargı bağımsızlığı veya uluslararası baskılara verilen stratejik bir yanıt olarak okunmalıdır.
3- Bu söylem üç düzlemde analiz edilebilir:
• (a) İttifak İçi Denge Mesajı: Bahçeli, AKP ile yaşanan gerilimlere rağmen “Cumhur İttifakı yoluna devam edecek” diyerek bir “kriz kontrol” söylemi geliştirmiştir. Demirtaş’ın tahliyesine yönelik olumlu imada bulunmak, Bahçeli’nin “iktidarın yumuşama arayışlarına direnmediği” sinyalini verir. Bu, MHP’nin ittifak içindeki “rasyonel denge unsuru” imajını güçlendirmeye yöneliktir.
• (b) Devlet Aklı Vurgusu: “Türkiye için hayırlı olacaktır” ifadesi, bireysel bir sempati beyanından çok, devletin uzun vadeli istikrarı ve uluslararası imajı açısından bir “pragmatik fayda” vurgusudur. Bahçeli’nin siyasi dili sıklıkla “devletin bekası” çerçevesinde şekillendiği için, bu söz de Türkiye’nin uluslararası hukukla uyumuna dair bir “denge mesajı” olarak okunabilir.
• (c) Söylemsel Esneklik ve Milliyetçi Realizm: MHP lideri, siyasal alanda söylemsel esnekliği yüksek bir aktördür. Gerektiğinde sert milliyetçi reflekslerle, gerektiğinde “devletin yüksek menfaatleri” gerekçesiyle yumuşama çağrıları yapabilmektedir. Bu bağlamda, Demirtaş çıkışı, bir ideolojik dönüş değil; söylemsel bir pozisyon alma stratejisidir.
4-Çatışmada Bahçeli’nin Konumu
Bahçeli’nin bu açıklaması, iktidar bloğu ile muhalefet arasındaki “adalet”, “hukuk devleti” ve “demokratikleşme” eksenli tartışmalarda üçüncü bir pozisyon yaratmaktadır. Bu pozisyon, hem iktidarın reform söylemine alan açmakta hem de muhalefetin “otoriterleşme” eleştirilerini nötralize etmektedir. Böylece Bahçeli, MHP’nin devlet içindeki stratejik konumunu korurken, ittifakın sürdürülebilirliğini de güvence altına almayı amaçlamaktadır.
5- Bahçeli’nin “Demirtaş’ın tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır” açıklaması, yüzeyde bir yumuşama veya liberalleşme mesajı gibi görünse de, aslında ittifak içi güç dengeleri, devlet merkezli siyaset anlayışı ve uluslararası konjonktüre uyum stratejisi bağlamında okunmalıdır. Bu söylem, Bahçeli’nin ideolojik çizgisinden sapması değil, Türk siyasal hayatındaki “denge siyaseti”nin klasik bir örneğidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: