Bir Kalbe Dokunan Eller
Hayat bazen bir an’a, bir nefese, bir kalp atışına bağlıdır. O an geldiğinde zaman durur, gözler dualara çevrilir ve bir “Allah’ım sen koru” sözüyle başlar bekleyiş. İşte biz de o bekleyişi yaşadık; tarifsiz, uzun, sabırla dolu…
Canım babam Sait İğde, bir sabah iki büyük sınavdan geçti: Açık kalp bypass ameliyatı ve boyun ana damarındaki ciddi tıkanıklığın giderilmesi… Tıp dünyasında nadir rastlanan bu iki hayati müdahale, aynı anda ve başarıyla gerçekleştirildi. O gün, kalbimize hem korku hem umut dokundu. Şükürler olsun, bugün hayattaysa, bu hem Rabbimizin lütfu hem de gerçek anlamda bir kalbe dokunmayı bilen ellerin sayesinde oldu.
Bu yazıyı sadece bir hasta yakını olarak değil; insana, ilme, şefkate ve mesleğine hakkıyla sahip çıkan hekimlere duyduğum derin saygının bir ifadesi olarak kaleme alıyorum.
Başta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan İpek olmak üzere, ameliyat sürecinde emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına İğde ailesi olarak minnettarız.
Prof. Dr. Gökhan İpek Hoca... Kendisi yalnızca bir cerrah değil, adeta kalplerin diliyle konuşabilen bir şifa ehli. Ameliyathanedeki kararlılığıyla olduğu kadar; hasta yakınına verdiği güvenle, güler yüzle, sade ve net açıklamalarıyla, o yoğun temponun içinde bile taşıdığı zarafetle içimizi ferahlatan bir hekim. İnsana “emanet” bilinciyle yaklaşan, hastayı bir teşhis değil, bir bütün olarak gören bir ilim ve irfan adamı. Bugün tıp camiasında hâlâ böyle insanlar varsa, biz bu ülke adına umutluyuz.
Ayrıca Gökhan İpek Hoca, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerine, kendi çocuklarının gözlerine bakar gibi bakıyor. Onlara sadece tıbbın teknik yönünü değil; yüreklere nasıl dokunulması gerektiğini de örnek olarak gösteriyor. Bu yaklaşımıyla hem bugünün hem de yarının sağlık ordusuna büyük bir ışık tutuyor.
Cerrahpaşa'nın köklü geleneğini omuzlarında taşıyan Gökhan Hoca ve kıymetli ekibi, sadece bir ameliyat değil; bir aileye yeniden sevinç, bir ömre yeniden yön verdiler. Her dikiş, her müdahale, her detay; bilimsel olduğu kadar vicdani bir özenle atıldı. Kalbimize umut, gözümüze yaş getiren o emeğin tarifi yok.
Ve tabi Gökhan hocanın Trabzonlu olması hasebiyle, süreç boyunca Trabzonspor’dan yaptığı o ince ve neşeli espriler, özellikle zor anlarda bize güç ve tebessüm verdi. Karadeniz’in o sıcak, samimi ve esprili tavrını yansıtan bu küçük anekdotlar, hastane koridorlarında bizlere adeta bir moral kaynağı oldu. İşte gerçek şifa, sadece bedensel değil; ruhsal olanı da kucaklamaktır.
Şunu öğrendik: Bir hayatın kurtulmasında yalnızca bıçak değil, dua da var. Bilgi kadar merhamet, tecrübe kadar tevekkül de gerekiyor. Biz bu süreçte, tıbbın şifasıyla duanın kuvvetini birlikte yaşadık.
Şu anda yoğun bakım sürecindeyiz; ancak ilk andan itibaren babam, büyük bir özveriyle ve titizlikle verilen yoğun ilgi ve bakım sayesinde güçleniyor. Bu zor günlerde, tüm sağlık çalışanlarının aynı özenle çalıştığından eminim ve onlara olan güvenimiz tam. Ameliyatla başlayan iyileşme yolculuğu, yoğun bakımda da aynı hassasiyetle devam ediyor. Her an, her nefes, bu sürecin önemini bir kez daha hatırlatıyor bize.
Ve elbette... Bu sürecin başından sonuna kadar bizimle olan, dua eden, mesaj atan, arayan, soran; acımızı, endişemizi yüreğinde hisseden tüm dostlara da yürekten teşekkür ediyoruz. Sabrımıza ortak, umudumuza yoldaş oldunuz. Allah hepinizden razı olsun.
Bir gün kalbiniz sıkışırsa, sadece hekime değil; kalplere dokunmayı bilen hekimlere ve o kalpleri destekleyen dualara sığının. Çünkü bazen bir “Âmin” bir damarı açar, bazen bir tebessüm bütün yükü hafifletir.
“İyi hekim, sadece bedeni değil; insanın içini, endişesini, duasını da duyar.”
Samim İğde
Yorumlar
Kalan Karakter: