Bazen bir gencin hayatını değiştiren şey alanında bir uzman doktor veya
beyaz önlüklü bir terapist değildir.
Bazen o uçurumun kenarından dönüş bileti;
Bir annenin sessizce evladının omzuna koyduğu o şefkatli eldir.
Yıllardır bu illetle, bağımlılıkla sahada emek veren mücadele eden bir kardeşiniz olarak,
gördüğüm bir gerçeği sizlere aktarmak istiyorum;
Bu zehirle mücadele de en büyük savunma aparatımız ilaçlar değil;
Şuurlu, kararlı ve ben"buradayım" yanındayım diyen bir anne sevgisidir.
Şimdiki gençlere bakıyorsunuz...
Dışarıdan hepsi birer aslan parçası.
"Bana bir şey olmaz" havaları, "Benim hayatım karışma" restleri...
Ama o sert kabuğu biraz kazıyınca altından ne çıkıyor biliyor musunuz?
Kocaman bir yalnızlık, derin bir boşluk...
Bu çocuklar cezadan korkmuyor dostlar.
Onların korktuğu tek bir şey var;
Sığındıkları o liman bildikleri annelerinin sevgisinden mahrum kalmak,
o kapının yüzlerine kapanması.
Bir Simge Olarak "Anne Terliği"
Biz dernek olarak, sadece hastaneleri değil; asıl yuvayı,
yani AİLEYİ ayağa kaldırmayı savunuyoruz.
"Anne terliği"miz çok kıymetli...
Gülmeyin...
O terlik bir şiddet aleti değildir.
O terlik; "Evladım seni seviyorum ama kendini yakmana izin veremem"
diyen o kararlı duruşun simgesidir.
Çiti olmayan tarlada mahsul yetişmez, diken biter.
Gençler de böyledir; sınırsız özgürlükte kaybolurlar.
Onlara "Dur" diyecek ama bunu yaparken ezip kırmayacak bir otoriteye muhtaçlar.
Bizim "Ana gibi yar olmaz" sözümüzü bugün elin oğlu laboratuvarda ispatlıyor.
Bilim diyor ki; çocuk evde huzur bulduğunda,
başı okşandığında beyni mutluluk hormonu salgılar.
Eğer çocuk o mutluluğu evde, annesinin dizinin dibinde bulamazsa ne yapar?
Gider o sahte mutluluğu; o zehirli maddede,
o sanal kumarın renkli dünyasında ya da
sabaha kadar başından kalkmadığı bilgisayar oyununda arar.
Yeşilay uyarıyor: 0-3 yaşındaki çocuğun eline
"sussun diye telefon vermek, onu dijital ihmale terk etmektir.''
O çocuk büyüdüğünde, gözünün içine bakmayan anneyi babayı değil, ekranı dost bilir.
Evde Huzur Yoksa Tehlike Var
Üsküdar Üniversitesi’nden hocalarımızın tespiti çok net:
Dijital bağımlılık ve yalnızlık aldı başı gidiyor.
İnternet ve madde bağımlısı gençlerin büyük çoğunluğu;
Ya evde huzuru olmayan ya da "ne halin varsa gör" denilip ilgisiz bırakılan çocuklar.
Demek ki mesele fakirlik zenginlik değil, mesele evdeki muhabbet eksikliğidir.
Terlik Atılmasın Ama Varlığı Bilinsin
Kıymetli anneler, hanımefendiler...
Bugün artık terlik atma devri geçti belki ama;
Onun temsil ettiği o disiplini, o "hayır" diyebilme iradesini elden bırakmayın.
Çocuğunuzu yargılamadan dinleyin ama kırmızı çizgilerinizi de net koyun.
Bizler her fırsatta şunu söylüyoruz:
Bu yangını söndürecek en etkili su, annenin çaresiz gözyaşı değil;
Annenin kararlı sevgisi ve şefkatidir.
Evinize, yuvanıza, göz bebeği evlatlarınıza sahip çıkın.
Kalın sağlıcakla.
Ömer KARATAŞ
İnş. Müh. & İnşaat Teknik Öğretmeni
Kocaeli Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Yorumlar
Kalan Karakter: