Başımızı gökyüzüne kaldırdığımızda artık göğsümüz kabarıyor.
KAAN’ın kanat sesi, TCG Anadolu’nun heybeti, SİHA’larımızın göklerdeki hakimiyeti…
Türkiye, savunma sanayiinde bir destan yazıyor.
Teknolojiyle, inançla ve alın teriyle sınırlarımızı çelik bir zırha bürüdük.
Bu başarı, bir milletin azim hikayesidir; emeği geçen herkesi ayakta alkışlıyoruz.
Ancak… Tam da burada, hayati bir parantez açmak zorundayız.
Çünkü günümüzün savaşları artık sadece topla, tüfekle kazanılmıyor.
Biz sınırlarımızı demir kuşlarla koruyoruz; fakat asıl düşman sessizce, sinsi bir şekilde evimizin içine, çocuğumuzun cebindeki telefona kadar sızmış durumda.
Bu düşmanın adı: Bağımlılık.
Şunu asla aklımızdan çıkarmayalım: O tankları yürütecek, o uçakları uçuracak “sağlam iradeli” gençlerimiz yoksa; elimizde dünyanın en güçlü silahları olsa bile, o demir yığınlarının hiçbir hükmü kalmaz.
Sınır güvenliği bir beka meselesidir, evet.
Ama bir gencin zehirlenmesi, zihninin işgal edilmesi de en az o kadar büyük bir beka sorunudur.
Rakamlar Bize "Uyanın!" Diye Bağırıyor
Karşımızdaki tablo, bir sınır ihlali kadar ciddidir:
- Dünyada her yıl 600 binden fazla insan bağımlılık yüzünden sessizce can veriyor.
- Ülkemizde uyuşturucu suçlarından tutuklananların sayısı 30 bini aştı.
- En korkuncu ise şu: Bağımlılık yaşı 9’a kadar düştü. İlkokul çağındaki bir çocuğun gözündeki ışığın sönmesi, bu ülkenin yarınlarının kararması demektir.
Tehdit sadece “madde” değil. Renkli ekranların arkasına gizlenen “sanal kumar” ve “dijital bağımlılık”, gençlerimizi bir kara delik gibi yutuyor. Dijital bağımlılık başvurularındaki %172’lik artış, toplumun sessiz bir işgale uğradığının en net kanıtıdır.
Savunma Sanayiine “Evet”, Peki ya “İrade Sanayii”?
Devletimiz, güvenliğimiz için milyonlarca dolarlık savunma yatırımı yapıyor; helali hoş olsun.
Milletin bekası her şeyden önemlidir.
Ancak unutmayalım; bir genci bataklıktan kurtarmanın maliyeti, onu kaybettiğimizde ödeyeceğimiz bedelden çok daha düşüktür.
Mesele para değil, mesele "insan".
Bir SİHA mühimmatı veya bir hava savunma füzesi milyon dolarlarla ifade ediliyor.
Oysa Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tespitlerine göre; "Bağımlılıkla mücadelede önleme çalışmalarına harcadığınız 1 TL, size gelecekte sağlık ve güvenlik giderlerinden 10 TL tasarruf olarak döner."
Biz savunma sanayiini kurumsallaştırdık, devasa bir Savunma Sanayii Başkanlığı kurduk.
Şimdi aynı ciddiyetle, bir “Bağımlılıkla Mücadele Başkanlığı” kurmak zorundayız.
Kriz gelmeden önleyen, strateji üreten bir “Tepe Kurum” şart.
Biz buna “İrade Sanayii” diyoruz.
Çünkü asıl savaş; insanın iradesini, aklını ve ruhunu koruma savaşıdır.
Bu Bir Savaş ve Şehitlerimiz Var
Bu söylediklerimiz kâğıt üzerinde bir sağlık politikası değildir. Daha geçtiğimiz günlerde, zehir tacirlerine karşı göğsünü siper eden gencecik bir özel harekat polisimiz Emre ALBAYRAK'ı şehit verdik.
Bu uğurda kan dökülüyorsa, bu bir vatan savunmasıdır.
Uyuşturucu baronları ve çocuklarımızı hedef alan o karanlık odaklar, milletin geleceğine sıkılmış birer kurşundur.
Savunma sanayimizle vatan toprağını koruyoruz.
Şimdi sıra; vatanın kalbini, ruhunu ve vicdanını korumakta.
Kocaeli’den tüm Türkiye’ye sesleniyoruz: Gelin, sınırlarımıza gösterdiğimiz o hassasiyeti, çocuklarımızın zihinlerine de gösterelim. Çünkü evlatlarını kaybeden bir millet, savaşı baştan kaybetmiş demektir.

Yorumlar
Kalan Karakter: