Gerçekten de uluslararası sistemde ortaya çıkan gerginlikler, çatışmalar ve savaşların durdurulmaz bir şekilde tırmanması ve yayılması, Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde işlenen soykırım, bütün bu olup bitenlerin durdurulması veya yönetilmesi hususunda uluslararası kurumların ve diplomasinin yetersizliği ve felç olma durumu; ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ riskinin her geçen gün arttığını inkâr edilemez bir şekilde gösteriyor.
Söz konusu savaş tabii ki Amerikan hegemonyasına meydan okuyan Çin gibi yükselen güçler ve onun Rusya gibi müttefikleri ile Amerika liderliğindeki Batı ittifakı arasında gerçekleşecek; hatta Ukrayna Savaşı ile çoktan başladı bile!
Bundan dolayı önümüzdeki dönemde yeni bir dünya savaşı da pekâlâ yıllara yayılmış bir şekilde; dünyanın farklı coğrafyalarında doğrudan ya da vekiller üzerinden bir seri konvansiyonel savaş, terör saldırıları, darbe girişimleri ya da iç savaşlar üzerinden de gerçekleşebilir.
Görünen o ki önümüzdeki yüzyılda dananın kuyruğu Asya Pasifik’te kopacak.
Türkiye olarak yaklaşan büyük fırtınaya hazır olmamız gerekiyor; bunun yolu da stratejik otonomimizi güçlendirmekten geçiyor.
Söz konusu noktada ise yerli ve millî bir savunma sanayisinin varlığı kilit taşı konumunda
Yorumlar
Kalan Karakter: