Sudan dünyanın en büyük altın rezervlerinden birine sahip.
Ancak o altın, Sudan halkına refah olarak dönmüyor; tam tersine, ülkenin kaderini karartan bir savaş makinesinin yakıtı hâline geliyor.
Çatışmaların ortasında, madenlerin başında tek bir gerçek var: Kim altına hükmederse Sudan’a hükmediyor.
Bu noktada altın, BAE’ye tam bir servet olarak akarken; İsrail ile kurulan ortak ağın Sudan içindeki milis güçlerini beslediği iddiaları uluslararası raporlara bile girmiş durumda.
Altın, artık bir maden değil; bir savaşın finansmanı.
Silahların Sessiz Rotası
Gündüz barış çağrıları yapan bazı ülkelerin, geceleri Sudan’a silah dolu uçaklar indirdiğini herkes biliyor ama kimse söylemiyor.
BAE’nin, Sudan’daki paramiliter güçlere zırhlı araçlar, hafif silahlar ve lojistik destek sağladığına dair iddialar, BM kayıtlarına ve uluslararası basına kadar taşmış hâlde.
Peki neden?
Çünkü Sudan’ın kontrolü, yalnızca Afrika’nın ortasında bir ülkenin değil; Kızıldeniz’in geleceğinin kontrolü demek.
İsrail için ise bu deniz hattı, jeopolitik bir sinir ucu.
BAE ile kurdukları yakın ilişki, Sudan’daki vekil güçlere dolaylı bir nüfuz sağlıyor.
Sahada çarpışan milisler, aslında büyük masanın küçük piyonları hâline getiriliyor.
İsrail–BAE Ortaklığının Derinliği
Bu ortaklık yalnızca ticaret değil.
Yalnızca silah değil.
Yalnızca altın hiç değil.
Bu, bölgenin geleceğini şekillendirme ortaklığıdır.
Kimin altına, kimin limana, kimin askere hükmedeceğine dair büyük bir satranç oyunu.
Sudan’da başlayan her kriz, Kızıldeniz’e, oradan Akdeniz’e, oradan dünya pazarına kadar uzanıyor.
Bu yüzden Sudan, İsrail ve BAE için yalnızca Afrika’da bir ülke değil; küresel çıkarların kilit taşı.
Ve bu oyunun en büyük bedelini kim ödüyor?
Mazlum Sudan halkı.
Evini kaybeden çocuklar.
Altının üzerinde yaşayan ama bir gramına sahip olamayan insanlar.
Büyük Soru:
Bu Sessizlik Neden?
Batı neden konuşmuyor?
Uluslararası toplum neden Sudan’daki altın-silah trafiğine göz yumuyor?
Çünkü herkesin bu oyunda bir payı var.
Sudan’ın altını dünya piyasalarını besliyor.
Sudan’ın iç savaşı bazı güçlerin jeopolitik hesaplarına hizmet ediyor.
Sudan’ın acısı kimsenin çıkarlarını sarsmıyor.
Dünyanın gözü başka yerlere çevrilmişken, Sudan eritiliyor.
Ve İsrail–BAE ortaklığı bu erimenin tam merkezinde duruyor.
Sudan’daki altın kanla çıkarılıyorsa, o altın masum değildir.
Savaşın silahı dışarıdan geliyorsa, o savaş yalnız Sudan’ın savaşı değildir.
İsrail-BAE ortaklığı güçleniyorsa, bu ortaklığın gölgesi yalnız Afrika’ya değil; tüm bölgeye düşer.
Bugün Sudan’da susan, yarın başka bir coğrafyada konuşamaz.
Bugün oradaki zulme sessiz kalan, yarın kendi sınırında aynı oyunu görür.
Dünyanın unuttuğu bu savaş, aslında büyük bir düzenin prova sahasıdır.
Gökalp Şentürk
Strateji Uzmanı Gazeteci Yazar
Yorumlar
Kalan Karakter: