Tarihte bazı günler vardır; sadece bir takvim yaprağı değildir. Milletlerin hafızasında, kalbinde, hatta ruhunda iz bırakır. 9 Kasım da öyle bir gündür…
Bu tarih, bizim için Atatürk’ün sonsuzluğa yürüyüşünden bir gün öncesidir. Türk milleti her 9 Kasım’da derin bir sessizliğe bürünür; kalplerinde bir ağırlık, gözlerinde bir vefa taşır. O akşam gökyüzü daha karanlık, yürekler daha dolu olur. Çünkü ertesi sabah, Türk’ün en büyük evladını anacağımız gündür. 9 Kasım gecesi, millet olarak içimizdeki minnet duygusunu yeniden hatırlarız.
Ama 9 Kasım yalnız bize ait değildir. Dünya da bu günü bir dönüm noktası olarak bilir. 1989 yılında Berlin Duvarı yıkıldığında, Doğu ile Batı arasındaki sınırlar çökmeye başlamıştı. Bu olay, yalnız Avrupa için değil, Türk dünyası için de bir özgürlük işaretiydi. Çünkü birkaç yıl sonra, esaret altındaki Türk cumhuriyetleri birer birer bağımsızlığını ilan edecekti.
Bir yanda Atatürk’ün bıraktığı bağımsızlık mirası, diğer yanda Turan coğrafyasına doğan özgürlük güneşi… İşte 9 Kasım, bu iki ruhun kesiştiği bir gündür.
O yüzden 9 Kasım, bir yas değil, bir uyanıştır.
Geçmişine sahip çıkan, geleceğine yürüyen Türk milletinin vakar günüdür.
Unutmamalıyız:
Duvarlar yıkılabilir, imparatorluklar çökebilir…
Ama Türk’ün inancı, birliği ve vatan sevgisi asla yıkılmaz.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: