Ajanslar yazdı.
Ekranlar döndü.
Ama kimse metnin kendisini okumadı.
17 Aralık’ta Erbil’de “bayrak günü” adı altında yapılan şey, bir kültürel etkinlik değil; tarihin içinden çekilip çıkarılmış bir itiraf törenidir.
Barzani’ye yakın Rudaw yayını, söz konusu sembolün kökenini anlatırken şu ifadeyi kullandı:
“Bu bayrağın temel formu, 1927-1930 yılları arasında Ağrı Kürt Cumhuriyeti tarafından tasarlanmıştır.”
Burada durmak gerekir.
Çünkü “Ağrı Kürt Cumhuriyeti” diye sunulan yapı, tarihte böyle bir devlet hiç olmamasına rağmen, 1930’daki Ağrı Taşnak isyanının parlatılmış adıdır.
“Xoybûn” diye cilalanan örgüt ise gerçekte Taşnak Hoybundur.
Bu yapının elebaşları da gizli değildir:
Taşnak papazı Vahanyan…
Celadet Ali Bedirhan…
Ve dinî kisve arkasına saklanmış isyancı kaçaklar…
Peki bu örgüt nedir?
Devlet olmadığı hâlde Osmanlı Devleti’ni temsilen Sevr’e imza atan,
ABD hakemliğinde Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulduğunu ilan eden
Taşnaksutyun çetesinin uzantısıdır.
Bu tespiti bugün yapanlar değil, dönemin aktörleri söylüyor.
Rohat Alakom’un “Xoybun ve Ağrı Ayaklanması” adlı çalışmasında, Süreyya Bedirhan’ın kendi ağzından şu ifadeler yer alır:
> “1927 Ekim’inde Hoybun ile Ermeni halkının temsilcileri Türkleri ortak düşman kabul ettiler.
Bağımsız ve Birleşik Ermenistan’a saygı duyuyorum.”
Doğu Anadolu’da “Birleşik Ermenistan” hayaline saygı duyan bu isim,
Taşnak Hoybun’un kurucu başkanı Celadet Ali Bedirhan’ın öz kardeşidir.
Tarih, bu yapının izini net biçimde sürmemizi sağlıyor.
Önce Ruslarla iş birliği yaptılar.
1915’te masum insanları Osmanlı’ya karşı kışkırttılar.
Başaramayınca kaçtılar.
Ardından İngilizlerle iş birliği yaptılar.
Bu kez Cumhuriyet’e karşı tarikat şeyhleri üzerinden denediler.
Bastırıldılar, yine kaçtılar.
1927’de Hoybun’u kurdular.
1930’da Ağrı’da bir kez daha masum halkı devlete karşı sürdüler.
Bu defa isim değiştirerek yol aldılar.
ASALA oldular.
PKK oldular.
YPG oldular.
Ve bugün Barzani oldular.
Değişen yalnızca tabeladır.
Zihniyet aynıdır.
Amaç aynıdır.
Hedef aynıdır.
Bugün Barzani’nin “bayrak” diye salladığı bez parçası,
bir halkı temsil etmiyor.
Bir Taşnak sembolünü temsil ediyor.
Bu yapı, bir Haçlı ittifakının yerel aparatıdır.
Dolayısıyla Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehdit, yalnızca PKK değildir.
Türk Milleti ve Devleti,
Taşnak–PKK–Barzani hattında kurulan ortak bir cepheyle yüz yüzedir.
Bu küstahlığa sessiz kalınmamalıdır.
Bu yalanlara karşı gereken tedbirler alınmalı,
masum insanların bir kez daha kandırılmasının önüne geçilmelidir.
Türk Milleti’nin hiçbir ferdi,
Anayasa’nın teminat altına aldığı birlik ve bütünlüğümüze karşı
kurulan bu sinsi tuzaklara düşmez.
Yeter ki gerçek anlatılsın.
Yeter ki tarih saklanmasın.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: