Devletin İtibarını Kimse Çiğneyemez
Cizre’de çekilen o görüntüler, bir ülkenin değil; bir devletin hafızasına kazınacak utanç kareleridir. Uzun namlulu silahlarla, kendi üniformalarıyla sokaklarda boy gösterenlerin cüreti; ancak işgal altındaki topraklarda görülebilecek bir manzaradır. Bu topraklarda Türk Devleti'nin otoritesine meydan okuyan her yapı, her grup, her zihniyet; sadece kanunlara değil, Türk milletinin bin yıllık devlet geleneğine de meydan okumaktadır.
Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Burası Barzanistan değildir.
Ve kimse bu devleti, komşu aşiretlerin güdümünde bir bölgesel yapıymış gibi görmek gafletine düşemez.
Geldik bir noktaya… Devletin üniforması belli, devleti temsil eden güç belli. Ama bugün Cizre sokaklarında görünen sahne, devletin hükümranlık hakkını hiçe sayan bir başıbozukluk görüntüsüdür. Bu görüntünün oluşmasına göz yuman kim varsa, milletin vicdanında mahkûm olmuştur.
Burada altı kalın çizgilerle vurgulanması gereken bir gerçek var:
Ülkenin sahibi iktidarlar değildir.
AKP de değildir, yarın gelecek başka bir hükümet de olmayacaktır.
Bu ülkenin sahibi Türk milletidir; bu devletin sahibi Türk Devleti’dir.
İktidarlar gelir, iktidarlar gider. Sandıkla gelir, sandıkla giderler. Ama devlet bakidir. Devletin itibarı, muktedirlerin kişisel hesaplarının da, koltuk kaygılarının da çok üstündedir. Bir iktidarın hataları, gafletleri, zaafları olur; fakat devletin otoritesini sahada zafiyete uğratmak, hiçbir hükümetin hakkı değildir.
Cizre’de gördüğümüz görüntü, sadece bir güvenlik zafiyeti değil; devlet ciddiyetine yönelik açık bir saygısızlıktır.
Bu memleketin sınırları içinde, yabancı silahlı yapıların “meşru güç” gibi dolaşması kabul edilemez.
Devlet dediğin, otoritesini görünür kılar; egemenliğini hissedilir kılar; sokakta dağda ovada kimseye tereddüt bırakmaz. Bugün Cizre’de yaşananlar, işte bu hissiyatı örseleyen bir vakadır.
Bu nedenle sorumlular kimse, hangi makamda oturuyorsa otursun; milletin devletinden aldığı hatt-ı selâmeti hatırlaması gerekir. Türk Devleti, coğrafyasının hiçbir köşesinde ikincil değildir, edilgin değildir, gölge değildir.
Türk Devleti bu toprakların tek ve mutlak hükümranıdır.
Cizre’de olan biten, milletin sabrının sınırlarını zorlamaktadır. Bu millet, devletsizliğin ne demek olduğunu tarih boyunca acı bedeller ödeyerek öğrendi. O yüzden hiçbir yapının, hiçbir grubun, hiçbir siyasi iradenin; bu devleti güçsüz gösterme lüksü yoktur.
Bu ülke, sahipsiz değildir.
Bu devlet, güçsüz değildir.
Bu millet, uykuda değildir.
Ve herkes şunu iyi bilsin:
Türk Devleti’nin itibarı, iktidarların ömründen de, siyasi hesaplardan da çok daha büyüktür.
Gökalp Şentürk
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Yorumlar
Kalan Karakter: