Bugün Afganistan ve Pakistan arasında yükselen gerilim, sanıldığı gibi sadece iki ülkenin sınır krizi değildir. Bu kavga, Türk dünyasının kapısına kadar dayanacak bir jeopolitik dalganın ayak seslerini taşıyor. Çünkü bu coğrafya, Türkistan’dan Anadolu’ya uzanan bütün stratejik damarların birleştiği kavşaktır.
Eğer bölge doğru okunmazsa, birilerinin çizdiği haritaların altında kalan yine Türkler olur.
Eğer doğru yorumlanırsa, Orta Asya’dan Doğu Akdeniz’e uzanan Türk hâkimiyet zincirinin en önemli halkası güçlenir.
Orta Asya’nın Güvenlik Aynası: Afganistan
Afganistan, tarih boyunca hangi güç oraya hâkim olduysa bölgenin kaderini belirledi. Bugün Taliban yönetimi; Pakistan ile arası açılmış, ekonomik olarak Çin’e mecbur, ideolojik olarak köklü iç çatışmaların tam ortasında duruyor.
Bu denklem, Orta Asya devletleri için hem büyük risk hem de büyük fırsat demektir.
Tacikistan: Taliban rejimini tanımayan tek Orta Asya ülkesi. Sınır çatışmaları ihtimali yüksek.
Özbekistan ve Türkmenistan: Taliban ile teması sürdürüyor, ama sınırlarını titizlikle koruyor.
Kazakistan ve Kırgızistan: Bölgesel savaşın ekonomik ve siyasi etkilerine açık.
Bu tablo, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) artık sadece kültürel bir birlik değil, güvenlik eksenli bir koordinasyon mekanizmasına dönüşmesi gerektiğini gösteriyor.
Çin Faktörü: Sessiz, Sinsi ve Stratejik
Afganistan–Pakistan krizini en yakından izleyen güç Çin’dir. Çünkü:
Sincan’daki Uygur Türklüğü için güvenlik bahanesiyle baskı politikalarını genişletiyor.
Kuşak-Yol Projesi’nin kalbi olan Çin–Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), Taliban gerilimiyle tehdit altına giriyor.
Afganistan’ın yeraltı kaynaklarına (özellikle lityum ve nadir metaller) sessizce nüfuz ediyor.
Çin, bölgeyi istikrarsız görmek istemez; çünkü istikrar, onun ekonomik ve güvenlik çıkarlarına hizmet eder. Ancak bu istikrarın bedelini yine bölge halkları ödüyor:
Türkler, Uygurlar, Peştunlar, Tacikler…
Pakistan’ın Yeni Yönelimi: Çin’e Tam Teslimiyet
Pakistan, uzun yıllar ABD'nin müttefikiydi. Afganistan savaşının en önemli lojistik ortağıydı. Bugün ise bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız:
Ordu zayıfladı,
Siyaset çöktü,
Ekonomi dibe vurdu,
Sokaklar TTP tehdidi altında,
İstihbarat yapıları bile bölünmüş durumda.
Bu çöküş süreci, Pakistan’ı tek bir güce mahkûm bıraktı: Çin.
Pakistan artık Batı’nın değil, Pekin’in stratejik uzantısı hâline geliyor.
Bu da Afganistan krizinin Asya’nın geneline yayılabilecek bir güç kavgasına dönüşmesine zemin hazırlıyor.
Türk Dünyası Bu Denklemin Neresinde?
Asıl hayati soru burada başlıyor.
Türkistan, tarihin en stratejik havzasıdır. Çin’in batısı, Rusya’nın güneyi, İran’ın kuzeyi ve Afganistan hattı, Türk dünyasının çevresini kuşatan bir jeopolitik çemberdir.
Bu çemberin herhangi bir noktasındaki kırılma, Anadolu’ya kadar etki eder.
Bugün Afganistan–Pakistan gerilimi:
Kaçak göç dalgası,
Radikal unsurların hareket alanı,
İran sınır hattının baskı altında kalması,
Orta Asya enerji koridorlarının tehlikeye girmesi,
Türk devletlerinin güvenlik koordinasyonunun artması gibi sonuçlar doğuruyor.
Bu nedenle Türk Devletleri Teşkilatı artık
Ortak sınır güvenliği stratejisi geliştirmeli,
Orta Asya’da Afganistan kaynaklı riskleri ortak masada analiz etmeli,
Gerekirse bölgesel bir güvenlik gücü hazırlığı yapmalıdır.
Çünkü bugün alınmayan önlem, yarın Afganistan’ın dev dalgasının Anadolu kapılarına kadar ulaşması demektir.
Taliban’ın Geleceği: Ayrışma, Yükseliş veya Çöküş
Taliban içinde üç ana damar güç kazanıyor:
1. Gelenekçi Kandahar grubu: Katı şeriat, kapalı toplum modeli.
2. Daha pragmatik Doha grubu: Uluslararası tanınma arayışında.
3. Radikaller: TTP ile bağlantılı, Afganistan’ı Peştun milliyetçiliği üzerinden yeniden şekillendirmek isteyen kanat.
Bu üç güç arasındaki çekişme, Afganistan’ın geleceğini belirleyecek.
Eğer radikal damar güçlenirse:
Afganistan–Pakistan gerilimi büyür,
TTP daha agresif olur,
Bölge bir savaş sarmalına sürüklenir.
Eğer pragmatik kanat öne çıkarsa:
Orta Asya ile ekonomik ilişkiler artabilir,
Çin etkisi daha fazla görünür,
Türkiye’nin arabuluculuk alanı genişleyebilir.
Tarihin Kapısı Yeniden Açılıyor
Türk dünyası için Afganistan dosyası, sadece komşu bir coğrafyanın meselesi değildir.
Bu dosya:
Türkistan’ın geleceği,
Anadolu’nun güvenliği,
Türk devletlerinin birlik iradesi,
Ve Turan idealinin jeopolitik gerçekliğiyle doğrudan bağlantılıdır.
Bugün Afganistan–Pakistan hattında yükselen her duman, Türk milletinin tarih sahnesinde yeniden alacağı rolün işareti gibidir.
Bölge doğru okunursa, Türk devletleri yeni bir yükseliş dönemine hazırlanır.
Yanlış okunursa, başkalarının kalem tuttuğu bir haritanın kenarında kalırız.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: