Mehmet Âkif bundan bir asır önce milletin yüreğine kazınacak o çığlığı atarken, sanki bugünü görmüş gibi haykırıyordu:
“Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan; hey sıkılmaz, ağlamazsan bari gülmekten utan.”
Muğla’da şehidimiz Emrah Kuran için düzenlenen cenaze töreninde yaşanan görüntü, bu ülkenin hafızasına bir utanç sahnesi olarak yazıldı.
Bayrağa sarılı tabut oradaydı…
Vatan toprağına emanet edilecek bir evlât oradaydı…
Ocağı sönmüş bir aile, yüreği dağlanmış bir baba ve gözyaşlarını içine akıtan bir anne oradaydı…
Ve birkaç adım ötede, protokol sırasındaki bazı yüzlerde gülüşmeler…
Sorarım size:
Bu milletin evlâdı toprağa giderken siz neyin gülüşündesiniz?
Acının ortasında tebessüm etmek hangi devlet terbiyesinde vardır?
Nerede öğrendiniz bu hoyratlığı?
Hangi vicdanın, hangi ahlâkın, hangi “devlet adamlığı”nın eseridir bu hâl?
Biz Türk milliyetçileri için şehitlik, yalnızca bir mertebe değil; bir yemin, bir ahit, bir namus borcudur.
O tabuta omuz verdiğimizde kendi geleceğimize omuz veririz.
Bayrağa dokunduğumuzda kendi alın terimize dokunuruz.
Şehidin annesi ağladığında, kendi yüreğimizden bir parça kopar.
Ama sizin gülüşünüz…
O gülüş, bu milletin haysiyetiyle alay etmektir.
O gülüş, Mehmet Âkif’in “Korkma!” diye haykırdığı ruhla dalga geçmektir.
O gülüş, bir devlet törenine değil; milletin vicdanına sırt çevirmektir.
Sonra da çıkıp birlikten, beraberlikten, milletten bahsedeceksiniz öyle mi?
Önce edeple durmayı öğrenin.
Şehidin huzurunda susmayı, acıya hürmeti, bayrağa saygıyı yeniden öğrenin.
Unutmayın: Devlet adabı, gülüşle değil duruşla ölçülür.
Bugün şehidimiz Emrah Kuran’a rahmet diliyoruz.
Onun yüzünü ak eden vatan sevgisine selâm duruyoruz.
Ama bilin ki…
Bu millet, şehidin ardından gülene değil;
şehidin ardından alnı açık duranlara sahip çıkar.
Ve bir kez daha haykırıyoruz:
*Bu topraklarda şehidin yüzü ak,
Gülüşen yüz karadır.
Gökalp Şentürk
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Yorumlar
Kalan Karakter: