Sayın Sezgin Tanrıkulu’na Açık Çağrıdır
Sayın Sezgin Tanrıkulu,
soru şu kadar basit ve nettir:
Sen kimin milletvekilisin?
Kaçak elektrik kullananın mı,
yoksa faturasını namusuyla ödeyen milyonların mı?
Anayasa’nın 10. maddesi açık:
“Devlet, herkes için eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadır.”
Anayasa’nın 73. maddesi daha da nettir:
“Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.”
Elektrik bedelleri ve kayıp-kaçak kalemleri de fiilen kamu yüküdür.
O halde şu soruyu sormak zorundayız:
Neden bu yük, kaçak kullananlara değil,
ödeme yapan dürüst yurttaşlara bindirilmektedir?
Bu hukuka aykırıdır.
Bu eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bu sosyal hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Bir bölgede yıllardır süren kaçak kullanım, şirketlerin ve denetim mekanizmasının zaafıdır.
Ama bedelini Diyarbakır’da faturasını ödeyen köylüye, esnafa, emekliye yüklemek açık bir hak gaspıdır.
Sen bugün DEDAŞ’a soru soruyorsun ama yanlış yerden tutuyorsun.
Asıl sorulması gereken şudur:
Kaçak kullanan neden korunuyor?
Neden yasal yollarla tahsilat yapılmıyor?
Neden hukuk işletilmiyor?
Çünkü hukuk işletilirse siyasi rant çöker.
Bir milletvekili, hukuku savunur.
Hukuksuzluğu meşrulaştırmaz.
Kaçak kullanımı “mağduriyet” diye sunmak,
faturasını ödeyen milyonları ikinci sınıf vatandaş yapmaktır.
Bu ülkenin doğusunda da batısında da vatandaş aynıdır.
Hırsızın etnik kimliği olmaz.
Kaçağın siyaseti olmaz.
Suç, suçtur.
O yüzden tekrar soruyorum Sayın Tanrıkulu:
Sen kimin vekilisin?
Hakkını ödeyenlerin mi,
hakkını yiyenlerin mi?
Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal hukuk devletidir.
Hukuk, hırsızı değil, dürüst vatandaşı korur.
Bunu savunmak bölücülük değil,
devlet olmaktır.
Gökalp Şentürk
Strateji Uzmanı Gazeteci Yazar
Sen kimin milletvekilisin?
Kaçak elektrik kullananın mı,
yoksa faturasını namusuyla ödeyen milyonların mı?
Anayasa’nın 10. maddesi açık:
“Devlet, herkes için eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadır.”
Anayasa’nın 73. maddesi daha da nettir:
“Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.”
Elektrik bedelleri ve kayıp-kaçak kalemleri de fiilen kamu yüküdür.
O halde şu soruyu sormak zorundayız:
Neden bu yük, kaçak kullananlara değil,
ödeme yapan dürüst yurttaşlara bindirilmektedir?
Bu hukuka aykırıdır.
Bu eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bu sosyal hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Bir bölgede yıllardır süren kaçak kullanım, şirketlerin ve denetim mekanizmasının zaafıdır.
Ama bedelini Diyarbakır’da faturasını ödeyen köylüye, esnafa, emekliye yüklemek açık bir hak gaspıdır.
Sen bugün DEDAŞ’a soru soruyorsun ama yanlış yerden tutuyorsun.
Asıl sorulması gereken şudur:
Kaçak kullanan neden korunuyor?
Neden yasal yollarla tahsilat yapılmıyor?
Neden hukuk işletilmiyor?
Çünkü hukuk işletilirse siyasi rant çöker.
Bir milletvekili, hukuku savunur.
Hukuksuzluğu meşrulaştırmaz.
Kaçak kullanımı “mağduriyet” diye sunmak,
faturasını ödeyen milyonları ikinci sınıf vatandaş yapmaktır.
Bu ülkenin doğusunda da batısında da vatandaş aynıdır.
Hırsızın etnik kimliği olmaz.
Kaçağın siyaseti olmaz.
Suç, suçtur.
O yüzden tekrar soruyorum Sayın Tanrıkulu:
Sen kimin vekilisin?
Hakkını ödeyenlerin mi,
hakkını yiyenlerin mi?
Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal hukuk devletidir.
Hukuk, hırsızı değil, dürüst vatandaşı korur.
Bunu savunmak bölücülük değil,
devlet olmaktır.
Gökalp Şentürk
Strateji Uzmanı Gazeteci Yazar
Yorumlar
Kalan Karakter: