Takvim yaprakları tükeniyor, miladi bir yıl daha bitiyor.
Sokaklar ışıl ışıl, vitrinler süslü.
Her yanda o kırmızı kurdeleli "umut" paketleri,
her ekranda "Milyonlarca Lira" vaatleri...
Şehirler adeta bir bayram (!) yerine dönmüş,
herkes sahte bir "şansın" peşinde sürükleniyor.
Ama durun kıymetli okurlarım, bir nefes alalım.
O parıltılı ışıkların arkasına saklanan karanlığı,
o "eğlence" maskesinin ardındaki maddi ve manevi uçurumu konuşalım.
Size bir kardeşiniz olarak soruyorum:
Bu gece takvim değişirken,
evlatlarımızın hem dünyası hem ahireti
elinden kayıp gidiyor olabilir mi?
Biz "yılbaşı eğlencesi" zannederken,
o ışıltılı gecenin gölgesinde bizlere kurulan bir pusu olabilir mi?
"Şeytan İşi Bir Pislik"ten Medet Ummak
Rabbimiz, Kitab-ı Kerim’inde bizi açıkça uyarmıyor mu?
"Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak,
şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz."
(Mâide, 5/90).
Ayet ortada, hüküm açık.
Rabbimiz "pislik" diyor, biz "Milli Piyango" diyoruz.
O "kaçının" buyuruyor, biz ise bilet kuyruklarına giriyoruz.
Şeytanın amacı bellidir: "Aranıza düşmanlık ve kin sokmak,
sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak".
Alın Teri Olmadan "Bereket" Olur mu?
Bizim medeniyetimiz, "Veren el, alan elden üstündür"
buyuran bir Peygamberin medeniyetidir.
İnancımıza göre; "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" (Necm, 39).
Emek vermeden, alın teri dökmeden,
sadece bir kâğıt parçasından veya dijital bir tuştan gelecek paranın bereketi olur mu?
Olamaz dostlar.
Müslüman, rızkını şansta değil, gayrette arar.
"Ya çıkarsa" diyerek alınan o bilet; sadece cebinizdeki parayı değil,
ruhunuzdaki tevekkülü de çalar.
Çocuğunuzun boğazından geçecek lokmayı,
haram bir ihtimale kurban etmeyin.
Matematik "İmkânsız" Diyor, Biz Kuyruktayız
İşin maneviyatı bir yana, akıl ve bilim de bizi uyarıyor.
Matematik yalan söylemez.
O çok heveslenilen büyük ikramiyenin size çıkma ihtimali
10 milyonda birdir.
Daha net anlatayım:
Yolda yürürken başınıza yıldırım düşme ihtimali,
o biletinize ikramiye vurma ihtimalinden katbekat daha yüksektir.
Ama biz ne yapıyoruz?
Çoluk çocuğumuzun rızkını, alın terimizi bu "imkânsız"
hayale yatırıyoruz.
Daha da acısı; "Milli" adı altında satılan bu biletlerle,
çocuklarımızın zihnindeki "haram-helal" çizgisini siliyor,
"Emek vermeden kazanma" zehrini körpe zihinlere ekiyoruz.
Yıllardır uyuşturucuyla, alkolle savaştık.
Ama düşman kılık değiştirdi.
Artık köşe başında beklemiyor; çocuğumuzun cebine, o akıllı telefonun içine saklandı.
Yeşilay’ın son raporu yüreğimizi dağlıyor.
Türkiye’de kumara başlama yaşı kaça düştü biliyor musunuz?
15’e...
Evet, yanlış duymadınız.
Lise çağındaki fidanlarımıza kadar indi bu illet.
Veriler ortada;
Türkiye’de 15 yaş üstü nüfusta yaklaşık 6,8 milyon kişi
hayatında en az bir kez kumar oynamış durumda.
Bunların büyük çoğunluğu ise 15-24 yaş arası gençlerimiz,.
Tablo Korkunç: Kumar, Alkolü ve Maddeyi Geçti!
Durumun vahametini anlamak için gelin
Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nin (YEDAM) kapısını çalalım.
Eskiden insanlar orayı madde için, alkol için arardı.
Şimdi?
2024 yılı verilerine göre,
kumar bağımlılığı için yardım isteyenlerin sayısı,
alkol ve madde bağımlılığı başvurularını ilk kez geride bıraktı.
Son 3 yılda tam 15 bin 624 kişi
"Kurtarın beni bu illetten" diye yalvarmış.
Bu basit bir veri değil, bir alarm zilidir!
Eskiden "kahve köşesinde" aradığımız tehlike,
artık çocuğumuzun odasında, yorganının altındadır.
"Çocuğum alt tarafı oyun oynuyor" deyip geçmeyin.
O dijital oyunların içindeki "ganimet kutuları" ve "şans sandıkları" var ya...
İşte onlar, yavrularımızı kumara alıştırmak için kurulmuş en sinsi tuzaktır.
O kutuları satın alan gençlerin,
kumar sorunu yaşama ihtimali 4,4 kat daha fazladır.
Bir tuşa basıyor, sandık açılıyor, renkli ışıklar saçılıyor.
Beyin "kazandım" sanıyor ama aslında ruhu kaybediyor.
Çocuklarımızın zihnine "emek vermeden kazanma" zehrini ekiyorlar.
Sonu Hüsran: İntihar Riski Yüzde 20
Bu işin şakası, "eğlencesi" yok.
İstatistikler kan dondurucu:
Kumar bağımlılarının %20’si, yani her 5 kişiden 1’i intihara teşebbüs ediyor.
Allah muhafaza!
Hangi Müslüman, evladının veya eşinin böyle bir sona sürüklenmesine razı olabilir?
Yuvalar dağılıyor, borç batağı yüzünden şiddet evlerin içine giriyor,.
Huzur haram parayla gelmez;
huzur ancak helal lokma ve secdeyle gelir.
Gelin, bu gece bir duruş sergileyelim.
Bu geceyi bir "tüketim ve isyan gecesi"ne çevirmeyelim.
Çocuklarımıza verebileceğimiz en büyük hediye;
piyango bileti veya dijital oyun kartı değil,
helal kazancın onurunu ve
Allah’a dayanmanın huzurunu öğretmektir.
Unutmayalım;
Kazanılacak hiçbir ikramiye,
kaybedilen bir gencin imanından ve
geleceğinden daha değerli değildir.
Bizim en büyük zenginliğimiz, şans oyunları değil;
imanımız, ailemiz ve alnımızın akıdır.
Rabbim hepimizi ve neslimizi bu görünmez tuzaklardan muhafaza eylesin.
Kalın sağlıcakla.
Ömer KARATAŞ
İnş. Müh. & İnşaat Teknik Öğretmeni
Kocaeli Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Yorumlar
Kalan Karakter: