Bir mesaj.
“Adınıza haciz başlatılmıştır. Detaylar için tıklayın.”
Yetmişine merdiven dayamış bir teyzemiz, panikle telefona sarılıyor. Emekli maaşı gözünün önüne geliyor, biriktirdiği altınlar, evinin tapusu… Tıklıyor. İnanıyor. Ve ne yazık ki dolandırılıyor.
Teknolojinin hızla ilerlediği bu çağda, yaş almış büyüklerimiz en büyük sınavı bilgi eksikliğiyle veriyor.
Bir tuşla banka hesapları boşaltılıyor. Sahte savcılar, “Kimliğiniz terör olaylarında kullanıldı” diyerek insanların hayatını altüst ediyor.
Öyle profesyonel dolandırıcılar var ki…
Yaşlı bir amcayı “savcıyım” diyerek iki gün boyunca evinden çıkarmıyorlar. Psikolojik baskıyla ne varsa alıp götürüyorlar. Hem maddi hem manevi bir çöküş yaşatıyorlar.
Bu yazıyı kaleme alırken gözümün önüne annem geldi. Sonra babam… Ardından mahalledeki Ayşe teyze, Mehmet amca…
Hepsi bir ömür vermiş bu ülkeye.
Çalışmış, üretmiş, evlat büyütmüş, torun sevmiş.
Ve şimdi, bir mesajla, bir telefonla kandırılma korkusuyla yaşıyorlar.
İçim acıyor.
Çünkü onlar bizim çınarlarımız.
Ve biz, onların gölgesinde büyüdük.
Peki sorun nerede?
Bu insanlar yıllarca devlete güvenmiş, polise inanmış, evladına kol kanat germiş.
Ama bir mesajla, bir gizli numarayla arayan kişi, o güveni kendi çıkarı için kullanıyor.
Çünkü yaşlılarımız genellikle:
- Dijital dünyaya yabancı,
- Gelen mesajları sorgulamadan ciddiye alıyor,
- Korku ve panikle hızlı karar veriyor.
Ne yapabiliriz?
1. Mahalle mahalle bilinçlendirme eğitimleri düzenlemeliyiz.
2. Yerel yönetimler ve muhtarlıklar, yaşlı bireyleri düzenli arayıp bilgilendirmeli.
3. Aile bireyleri, büyüklerine sorgulayıcı düşünmeyi öğretmeli.
4. Bankalar, riskli işlemlerde ek doğrulama adımları koymalı.
5. Emniyet güçleri, kamu spotlarını yaşlılara özel sade ve anlaşılır hale getirmeli.
Bir önerim daha var:
Yaşlılar için özel bir “güven hattı” kurulmalı.
Şüpheli bir arama geldiğinde, hemen arayıp danışabilecekleri bir numara olmalı.
Belki de torunları gibi konuşan bir ses, onları büyük bir dolandırıcılıktan kurtarır.
Unutmayalım…
Onlar bizim annemiz, babamız, dedemiz, ninemiz.
Bir mesajla, bir yalanla gözyaşlarına boğulmasınlar.
Biz susarsak, onlar yalnız kalır.
Biz anlatmazsak, onlar bilmez.
Biz korumazsak, onlar savunmasız kalır.
Bu vesileyle, tüm büyüklerimin ellerinden öpüyorum.
Sadece saygıyla değil, minnetle…
Sadece sevgiyle değil, sorumlulukla…
Söz veriyorum:
Onları korumak için elimden geleni yapacağım.
Onlara anlatacağım, öğreteceğim, yanlarında olacağım.
Çünkü onlar bize bir ömür verdiler.
Şimdi sıra bizde…
Sevgiyle, saygıyla
Tüm Büyüklerimin Bu Vesileyle Ellerini de Öpüyorum
Ömer Karataş
Kocaeli Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Yorumlar
Kalan Karakter: