Tarih, yalnızca yazılan değildir. Yazılmayan, gizlenen, yakılan sayfalarda asıl gerçekler saklıdır. Yazılan tarih, galiplerin kaleminden dökülür… ama Türk’ün tarihi, ne yazı tahtasında ne kütüphanelerde sığar. Türk’ün tarihi; gökten inen nurla, yerin derinliklerinden yükselen sesle başlar.
Sümerler öncesi dönemden bugüne kadar, Türk destanları daima gökten gelenlerle başlar. Bozkurt Destanı, Oğuz Kağan, Uygur Türeyiş… Hepsinde “gökten inen varlıklar” vardır. Dünya milletleri o gökten gelenleri “tanrı” bilip tapınaklar inşa ederken, Türkler onlarla evlenmiştir! Oğuz Kağan’ın eşleri, Uygurların destanları… Türk milleti gökten gelenle evlilik yapacak kadar kökünü, soyunu ve cesaretini tanrısal bağla harmanlamış bir millettir.
Bugün Bosna’da dahi görülebilen dev yapılar, Mu devrinin kalıntılarıdır. Türk piramitleri, Mısır piramitlerinden daha eski, daha karmaşık ve daha büyük yapılardır. Mu kıtası çökerken, onun bilgeliği, taş taş Türk ellerine miras kalmıştır.
Daha Konstantinopolis kurulmadan önce, Vatikan kayıtlarında “İstanbul civarında Türk kabileleri yaşıyordu” yazar.
Yani 1453, bir “fetih” değil, bir geri dönüştür. Anadolu bizim için yeni bir toprak değil, atalarımızın mirasıdır.
Tarihte “Türk adıyla kurulan ilk devlet Göktürklerdir” derler…
Oysa ilk “Türki” şehir devleti Anadolu’da kurulmuştur.
Truva’nın kanında da Türk’ün soyu vardır.
Sibirya’daki Hakasya bölgesinde bulunan iki Türk büyüğünün mezarındaki mumyalar, Mısır’dakilerden bile sağlam çıkmıştır. Yanlarında altın boynuzlu radyoaktif bir alet ve duvarda “buradan geldik” diye işaretli bir Lupus yıldız haritası bulunmuştur.
İnsanoğlu daha mağarada yaşarken, Türk göğe bakıyordu.
Bilim dünyası da bugün bunu fısıldıyor:
Türk soyunun ilk atalarının DNA’sı, neandertal ve homo sapiens dışı üçüncü bir insansı türle bağlantılıdır.
Yüksek dağlarda yaşamak için hemoglobinini güçlendiren, kutuplarda hayatta kalmak için kahverengi yağ hücresi üretebilen genler…
İşte bu genler Türk ırkının mirasıdır.
Tarihin her döneminde insanlığa bir “ilk” kazandıran Türklerdir:
* İlk atlı uygarlık – İskitler
* İlk hayvan sanatı – İskitler
* İlk pantolon, kemer – İskitler
* İlk matbaa ve kâğıt – Uygurlar
* İlk yoğurt, pastırma, konserve et – Türk mutfağı
* İlk sözlük – Divan-ı Lügat’it Türk
* İlk laik devlet düzeni – Selçuklular
Türkler, İslam’ı bedevi kabile dini olmaktan çıkarıp medeniyet dini hâline getiren millettir.
“Türkler İslamla şereflendirildi” cümlesi eksiktir!
Türk, İslam’la şereflenmedi; İslam, Türk’le yüceldi.
Jada Taşı (Yada Taşı)…
Efsane değil, gerçektir. Doğayı kontrol eden, rüzgârı yöneten, yağmuru getiren kutsal taş. Çin kaynakları der ki:
> “Türk Kamları bu taşla doğayı idare ederdi.”
Yani bugünkü HAARP teknolojisinin atası da Türk aklının eseridir.
Avrupa’nın en büyük dağlarına “Alp” denir.
Ama hiçbir Avrupa dilinde “Alp” kelimesinin anlamı yoktur.
Oysa 37 Türk lehçesinde “Alp”, yüce demektir!
Bugün herkes 1071’i “Anadolu’nun fethi” olarak öğretir.
Oysa 1071, Türklerin Anadolu’ya son dönüşüdür!
Çünkü Türkler, bu topraklarda 15.000 yıldır vardır.
Romalılardan önce İtalya’da yaşayan Etrüsklerin dili Türkçe kökenlidir.
Denisova insanı diye bilinen, modern insandan farklı üçüncü türün genleri Türk soyunda yaşamaktadır.
Bugün insanlığın doğada yaşama, dağda nefes alma, kutupta ısınma kabiliyeti…
Türk genine borçludur.
Unutma kardeşim:
Yazılan tarih, eksik olan tarihtir.
Türk tarihi, insanlık tarihinin omurgasıdır.
Kökenini bilen millet, yönünü şaşırmaz.
Kökünü inkâr eden millet, tarih sahnesinden silinir.
Bugün “Türk’üm” diyorsan,
Bu sözün ağırlığını taşımak zorundasın.
Çünkü Türk’üm diyorsan, bilmek zorundasın!
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: