Biz Türk’üz!. Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da hatta Amerika’da atlarımızın nal izleri yüzyıllar geçmesine rağmen hâlâ silinmeden duruyor. Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da hanlarımız, hamamlarımız; camilerimiz, çeşmelerimiz ve dahi köprülerimiz, medreselerimiz hâlâ dimdik ayakta ve Türk elleri ile dost elleri arasında gönül köprüsü olmaya devam ediyor. Doru atların terine, deli yiğitlerin al kanı yoldaş olmuş toprağa doğru süzülürken kurduğumuz gönül bağları hâlâ sapasağlam..
Biz Türk’üz!. Turova’da (Troya) gözyaşımız, Hakkâri’de mezar taşımız, Orkun’da imzamız var. Kaşgarlı’mız, Birunî’miz, Farabî’miz, İbn-i Sina’mız, Uluğ Bey’imiz dahası Dede Korkut’umuz, Yunus Emre’miz, Nasreddin Hoca’mız, Mevlana’mız, Koca Sinan’ımız, Pîri Reis’imiz, Itrî’miz var bizim. Macar ovalarında Attila’mız, Arpat’ımız, Gül Baba’mız.. Endülüs’te Tarık’ımız, Nil’de Baybars’ımız, Sina’da Yavuz’umuz, Kudüs’te Selâhaddin’imiz, Konya’da Kılıçarslan’ımız, Karaman’da Mehmet Bey’imiz, Kırım’da Gaspıralı İsmail’imiz.. Süyüm Bike’miz, Bug (Buke?) Aruk Hatun’umuz, Nene Hatun’umuz.. Urmu (Urmiye) Gölü kıyılarında uçmağa varan Alp Er Tunga’mız, “Titre ve kendine dön” diyen Bilge Kağan’ımız, “Allah’ın seçtiği kurtulmuş millet” olmamıza vesile olan Satuk Buğra Han’ımız, Anadolu’yu geri almamızı sağlayan Alparslan’ımız, adını Deniz Han’dan alan Cengiz’imiz, “Biz ki mülûk-i Turan, emir-i Türkistan’ız.” diyen Timur’umuz, son yalavacın (peygamber) övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmet’imiz.. Ve Gâzi Mustafa Kemal’imiz!.. Ama en önce Olcay Han’ımız (Hz. Yâfes) ve tabi ki Anadolu’da (ve belki de Hazar kıyılarında) otağ kurup, güneşin doğduğu yerden (Asya’nın en doğusu) güneşin battığı yere (Avrupa’nın en batısı) değin ordular yürüten Oğuz Kağan’ımız var bizim!.
Türk boyları başta Kök Tengri (Gök Tanrı) inancı olmak üzere Müslüman, Hıristiyan, Musevî, Budist iklimde yaşıyor olsalar da bu tanımlar ve bunları oluşturan alt kümeler ulusal (millî) kimliği ifade etmez. Biz Aşkenaz, Katolik-Ortodoks, Şiî-Sünnî değiliz. Biz Hanefî-Câferî-Şâfiî değiliz. Bektaşî-Mevlevî-Nakşî, hizipçi, cemaatçi, arsız, hırsız, uğursuz, sağcı-solcu (AKP’ci, CHP’ci, MHP’ci, HDP’ci..), şu’cu-bu’cu değiliz. Biz Türk’üz!. Çünkü Türkistan’ın pîri (Pîr-i Türkistan) Hoca Ahmet Yesevî’nin de dediği gibi Türklük kader diğerleri seçimdir. Bir başka deyişle Türk olmak küllî iradenin, diğerleri cüzî iradenin zuhur etmiş yani ortaya çıkmış halleridir. İnanç (iman) ile ilgili esaslardandır anlayacağınız. Hem öyle ya, uzayda zaman-mekân işgal eden her varlık Yüce Tanrı’dan birer ayet olduğuna ve dahi Türk milletini de Yüce Tanrı yarattığına göre?!..
Urumçi’den Urmu’ya (Urmiye), Bişkek’ten Kerkük’e, Tebriz’den Telâfer’e, Bismil’den (Basmıl) Bursa’ya, Kırım’dan Kıbrıs’a, Selânik’ten Üsküp’e, Kırcaali’den Budapeşte’ye türkülerimiz söylenir. Kimimiz Avar, Avşar kimimiz Başkurt, Bulgar.. Kimimiz Tatar, Macar kimimiz Kazak, Kırgız.. Kimimiz Uygur, Salgur (Salur), Gur, Gurmanç (Kürt).. İsimlerimizdir bütün bunlar, cisimlerimize gelince: Biz Türk’üz!.
Aziz Dolu Atabey
Yorumlar
Kalan Karakter: