İLKDER Ev Sahipliğinde "Somud Öncesi ve Sonrası Gazze" Konulu Duygusal Program
İLKE KADIN İLİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (İLKDER) ev sahipliğinde, Afitap Kültür Merkezi'nde, gündemde olan "Somud Öncesi ve Sonrası Gazze" konulu kahvaltılı bir program düzenlendi. Somud filosuna katılan aktivistler Semanur Sönmez Yaman, Sümeyye Sena Polat, Zeynel Abidin Özkan, Ramazan Tunç ve Metehan Sarı'nın katılımı ve İlksan Kurucu Başkanı Özden Sönmez'in moderatörlüğünde gerçekleşen program, yoğun katılımla duygusal anlar yaşattı.
İLKE KADIN İLİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (İLKDER), 1994 yılında Ankara'da Özden Sönmez önderliğinde kuruldu. Dernek, kadınların bilim, kültür ve dayanışma alanlarında gelişimini desteklemeyi amaç edinirken, kadın hakları ve yetimler derneğin temel hassasiyet alanlarıdır. Özellikle yetim kalmış çocuklara yardım etmek, eğitim desteği sağlamak ve koruyucu aile bulmak gibi önemli faaliyetler yürütülmektedir. Gönüllülük esasıyla bir araya gelen kadınların sosyal sorumluluk projeleri üretme ve toplumsal dayanışmayı güçlendirme amacıyla kurulan İLKDER'in çalışmaları, zamanla Türkiye sınırlarını aşarak uluslararası alanda da yetimlere ulaşmıştır.
Özden Sönmez: "Oturmak Yok, Yola Devam!"
Program, İLKDER Kurucu Başkanı Özden Sönmez'in selamlama konuşmasıyla başladı. Sönmez, konuşmasında duygusal ve motive edici bir çağrıda bulundu:
"Şimdi diyeceksiniz ki 'Otur evinde biraz.' Oturmayacağım arkadaşlar. Size de tavsiye ediyorum. Herkes oturuyor ya. Olur mu böyle bir şey? Oturmak yok, yola devam. Yorulmak yok, yola devam. Biz biraz daha farklıyız arkadaşlar. 'Siz diğer insanlar gibi değilsiniz,' diyor mevlamız. 'İyiliği emreder, kötülükten nehyedersiniz.' Öyle bir zaman içerisinde yaşıyoruz ki, her an iyiliği emretmek zorundayız. Önce kendi nefsimize, her şeye önce kendi nefsimize, sonra başkalarına. Önce kendi nefsimizden başlamazsak, mümkün değil, başaramayız arkadaşlar. Başaranlar kendi nefislerinden başlayanlardır. İşte bu tatil gününde birçok arkadaş tatil gününü değerlendirirken, biz burada bir avuç, bu yolun yolcuları olarak, bu acıyı yüreklerinde hissedenler olarak, adı kahvaltı ama 'Gönül'le Kahve ister ne kahvehane, Gönül bir dost ister kahve bahane.' Biz de kahvaltıyı bahane ederek dostlarımızla birlikte olalım dedik. Dostlarımız tekrar hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bizler evlerimizden kalktık geldik. Burada gönüllü arkadaşlarımız var, haftalardır harıl çalışan ve 'Bir şey eksik olmasın' diyerekten ellerinden en güzelini yaparak fedakârlık yapan arkadaşlarla bugün buradayız. Ayrıca burada beş tane konuşmacı arkadaşımız var. Konuşmalardan sonra soru cevapla devam edeceğiz," diyerek sözü Somud aktivisti kızı Semanur Sönmez Yaman'a bıraktı.
Semanur Sönmez Yaman: Gazze'ye Götüren Motivasyon ve Filo Deneyimi
İtalya'nın Agusta limanından kalkan Morgan isimli yelkenlide Somud filosuna katılan aktivist Semanur Sönmez Yaman, Gazze'ye gitme motivasyonunu ve filo deneyimini anlattı:
İlk Farkındalık (1987): "Ben biraz oraya götüren motivasyonu anlatmak istiyorum. 1987 yılıydı, 13 yaşındaydım ve orada Filistin temalı bir programa gittim. Sahnede bir genç, İsrail askerleri taşla kollarını kırıyor. Hemen peşinden bir sahne daha geliyordu. Boğazı kesilmiş bir adam boğazı kanıyor ve boğazını birleştirmeye çalışıyorlar. Bu iki kare gerçekten benim gözümden şu an bile gitmiyor. Filistin ile ilgili farkındalık o zaman ilk başladı diyebilirim. Ondan sonra hayatım boyunca hep Filistin kelimesini duyduğumda hemen kulak kesildim."
Gazze Ziyaretleri (2012 ve 2025): Daha sonra gazeteciliğe başladığını ve bir şeyleri anlatmanın işi olduğunu belirten Yaman, "2012 yılında Gazze'ye gittim. Kasım ayıydı ve ateşkes dönemiydi. Otelde kalıyorduk ve otelin bütün camları paramparçaydı. Aşağıdan müzik sesleri geliyordu ve savaş bitmişti. Burada daha şehitler defnedilmemiş, bir düğün başladı. Filistin halkının da nasıl bir direniş gücüne sahip olduğunu da orada görmüş oldum. Bir yandan şehitlerini defnederken, bir yandan hayata devam edebiliyorlardı. Hayat hiçbir şekilde kesintiye uğramıyor Filistin halkında. Filistin kadınına anlamak için bir farkındalık kattı. 2015'te bir kez daha Gazze'ye gitme imkânım oldu. Bir kara operasyonu yapılıyordu. Bugünkü yaşananların mikro örneği gibiydi. Enkaza dönmüş binalar vardı. Bir insanın asla yaşayamayacağı imkânlarda yaşıyorlardı. Selam verdiğin herkes 'Elhamdülillah' diye başlıyordu."
Gazetecilerin Rolü: "İsrail 80 yıl sinsice sürdürdü yok etme, haritadan kaldırma politikasına devam ediyor. Gazze'de 260'a yakın gazeteci şehit oldu. Onlar gitmeden önce Gazze'de neler olduğunu bütün dünyaya anlattılar. Elinde telefonu olan her Filistinli bir gazeteciye dönüştü ve orada neler olduğunu dünyaya gösterdiler ve halklar dönüşmeye başladı."
Somud Filosu ve Küresel Vicdan: Filoya İtalya'dan katıldığını belirten Yaman, yola çıkmadan önce Katanya kentinde 17.000 kişinin katıldığı, gündüz 3'te başlayıp gece 12'ye kadar süren büyük bir eylem olduğunu ifade etti. "Onların bir cihat etme gibi bir misyonu yok ama bebekler ölmesin diye, çocuklar ölmesin diye eyleme katıldılar. Somud'da da bunu gördüm. Dini motivasyonu olmayan insanların sadece vicdani bir motivasyonla 40 gün çok zor şartlarda yolculuk yapabildiklerini gördüm. Biz 'Ölürsek şehit olacağız' mantığı ile gittik. Ateist insan ölünce toprak olacağını düşünüyor ama gelmiş 75-80 yaşına, hâlâ birileri için bir şeyler yapma derdinde. Bunlar çok kıymetli farkındalıklar, mutlaka bir karşılığı olacaktır."
Destek ve Dilek: "31 Ağustos'ta evimden çıkmıştım, 5 Ekim'de evime döndüm. Somud'la iyi bir şeyin yolunu açtığımıza inanıyorum. Bu da sizlerin destekleriyle oldu, aldığımız dualarla oldu. Telefonu her açtığımda 50-60 mesaj görüyordum. Bunlar çok kıymetliydi. Eminim bir gün Özgür Filistin'de, 'Filistin nasıl özgürleşti?' konulu bir toplantıda birlikte oluruz inşallah, bunları konuşuruz bir gün," diyerek sözlerini bitirdi.
Sümeyye Sena Polat: "Batılı Arkadaşlara Çok İş Düşüyor"
Diğer aktivist konuşmacıların da deneyimlerinden bahsettiği programın soru-cevap kısmında, Dünya Muhabirler Birliği adına muhabir Nur Delice, Somud aktivisti Sümeyye Sena Polat'a şu soruyu yöneltti:
"Farklı ülkelerden gelen aktivistler olarak bu filonun Filistin meselesine dair küresel dayanışmayı nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?"
Sümeyye Sena Polat, cevabında küresel dayanışmanın önemini ve Batılı ülkelere düşen görevi vurguladı:
"İnşallah bence bunun devamı da gelmeli. Özellikle Batılı arkadaşlara çok iş düşüyor. En az Somud filosu kadar, İsrail'e baskı yapmak kadar, onların kendi devletlerine baskılar yapması da çok çok önemli. Bu anlamda mesela biz oradayken İtalya'da çok büyük bir görev yapıldı bir gün boyunca. Sonra da on binlerce kişi sokağa çıktı. Melodi gibi İsrail'e yakın bir isim bizimle, Somud filosu ile birlikte askeri donanma göndermek zorunda kaldı. Biz elhamdülillah uzun zamandır yapıyoruz ama onlarda da büyük bir uyanış var. Bence bu çok büyük bir uyanış. Elhamdülillah umut var bence dünyada," diye cevap verdi.
Duygusal Bir Veda ve Umut Çağrısı
Kahvaltılı program, Somud aktivistlerinin yürek yakan tecrübeleri ve Özden Sönmez'in motive edici çağrılarıyla dolu, duygusal yoğunluğu yüksek bir atmosferde sona erdi. Filistin'in bitmeyen acısı karşısında bile direnişin, umudun ve insanlık vicdanının gücü bir kez daha hissedildi.
Aktivistlerin Gazze'ye ulaşma mücadelesi, karşılaştıkları zorluklar ve Filistin halkının sarsılmaz direnci hakkındaki samimi anlatıları, salonda derin bir etki bıraktı. Özden Sönmez'in "Oturmak yok, yola devam!" çağrısı, vicdanı uyanık tutma ve eyleme geçme sorumluluğunu herkese hatırlattı. Semanur Sönmez Yaman'ın 1987'deki ilk farkındalığından, gazetecilikle pekişen Gazze ziyaretlerine ve nihayet Somud filosu deneyimine uzanan hikayesi, kişisel bir adanmışlığın küresel bir eyleme dönüşebileceğini gözler önüne serdi. Onun, "Eminim bir gün Özgür Filistin'de, 'Filistin nasıl özgürleşti?' konulu bir toplantıda birlikte oluruz inşallah" dileği, tüm katılımcıların ortak umudu oldu.
Sümeyye Sena Polat'ın, Batılı aktivistlerin kendi hükümetlerine baskı yapma sorumluluğunu vurgulaması, mücadelenin sadece denizlerde değil, aynı zamanda dünya başkentlerinin sokaklarında da sürmesi gerektiğini gösterdi. Program, İLKDER'in yetimlere ve kadınlara yönelik aralıksız desteğiyle birlikte, Filistin davasının sadece bir coğrafya meselesi değil, aynı zamanda küresel bir vicdan ve dayanışma sınavı olduğu mesajını verdi. Gözyaşlarının aktığı, duaların yükseldiği ve yeni kararların alındığı bu buluşma, Gazze'nin acısını yüreğinde hissedenlerin yalnız olmadığını gösteren, umut ve dayanışma ile örülmüş duygusal bir final yaptı.
Haber : Nur DELİCE
Dünya Muhabirler Birliği
Ülke Postası Gazetesi
Yorumlar
Kalan Karakter: