Gökalp ŞENTÜRK
Strateji Uzmanı, Gazeteci-Yazar
---
> Bahçeli’nin “82. İl Kıbrıs” çıkışı, diplomatik bir açıklama değil; tarihin, iradenin ve vefanın yeniden diriliş çağrısıdır. Bu çağrı, Akdeniz’in dalgalarına değil, Türk milletinin kalbine yazılmıştır.
---
Kıbrıs…
Akdeniz’in kalbinde bir ada değil sadece; Türk’ün yüreğine kazınmış bir destandır.
Kanla, imanla, şerefle yazılmış bir var oluş mücadelesinin adıdır.
Bugün MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “KKTC, Türkiye’ye katılmalı” sözleri, diplomatik bir beyanın ötesindedir.
Bu söz, bir milletin yarım kalmış cümlesidir.
Bu çağrı, 1974’te Girne kıyılarına çıkan Mehmetçiğin ayak izlerinin devamıdır.
Bahçeli, bir gerçeği hatırlatıyor:
Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır.
Artık “federasyon”, “iki toplumlu çözüm”, “ortak devlet” masallarıyla Türk’ün iradesini oyalama devri bitmiştir.
Bugün Kıbrıs’taki sandık sonuçlarından çok, Kıbrıs Türk’ünün gönlündeki bağımsızlık ateşi önemlidir.
Bahçeli’nin “82. il” çıkışı, sadece bir siyasi hedef değil; tarihî bir vefa borcunun ifadesidir.
---
Hatırlayalım:
1878’de İngiliz donanması Kıbrıs’a girdiğinde, Lefkoşa’daki Türkler minarelerden ezan okuyarak direniş başlattı.
1955’te EOKA terörüne karşı genç Türkler, “Ya Taksim ya Ölüm!” diyerek meydanlara çıktı.
1974’te ise Mehmetçik, “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla Akdeniz’i yararak çıktı yola.
O gün, bir millet namusunu kurtardı.
Bugün o namus, hâlâ aynı yerde, aynı bayrağın gölgesinde bekliyor:
Beşparmak Dağları’nın tepesinde dalgalanan Al Bayrak’ta.
---
Kıbrıs’ın Türkiye’ye katılması, sadece coğrafi bir birleşme değildir.
Bu, milletin gönlündeki Turan haritasında bir boşluğun dolmasıdır.
Bu, Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” çağrısının Akdeniz’deki yankısıdır.
Bahçeli’nin çıkışı, bir siyasetçinin değil, bir ülkü adamının sesidir.
Ve bu ses, Ankara’dan değil; Lefkoşa’dan, Magosa’dan, Boğaz Şehitliği’nden, Sandallar köyünden yükselen bir sesle buluşmaktadır:
> “Anavatan, biz hazırız!”
---
Bugün Türkiye, sınırlarının her yanında kuşatılmak isteniyor.
Doğu Akdeniz enerji savaşları, Ege’nin adaları, Suriye’nin kuzeyi, Kafkasya hattı…
Hepsinde bir hedef var: Türk’ü yalnız bırakmak.
Ama unuttukları bir şey var: Türk’ün yalnızlığı bile ordusudur.
Kıbrıs, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki son kalesi değil; Türk dünyasının batıya açılan kapısıdır.
Ve o kapının kilidini açacak anahtar artık masalarda değil, Türk milletinin yüreğindedir.
---
Bahçeli’nin sözleri, belki diplomasi diline “sert” gelir.
Ama unutulmasın; bazı sözler diplomasiyle değil, kanla, imanla yazılır.
Kıbrıs davası da onlardan biridir.
Kıbrıs Türk’ü ile Anadolu Türk’ü aynı kaderin, aynı bayrağın evlatlarıdır.
Ve artık o bayrak, iki ülkede değil; bir millette dalgalanmalıdır.
---
82. İl: Kıbrıs
Bu sadece bir hayal değil,
Bir vefa borcudur.
Bir tarih borcudur.
Bir milletin kendi evladını bağrına basma borcudur.
---
Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır.
Ve bir gün, Lefkoşa’da ezan sesiyle birlikte İstiklâl Marşı da aynı kubbede yankılanacaktır.
---
İstikbal, Türk’ün ellerindedir.
Ve Kıbrıs, Türk’ün kalbidir.
Kalp, bedenden ayrı yaşayamaz.
O hâlde vakit, kalbi yeniden yerine koyma vaktidir.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: