Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi’nde yaptığı konuşma, yalnızca bir diplomasi metni değil; Türk dünyasının yeniden şekillenen kader haritasına vurulmuş bir mühür gibiydi.
Bugün Türk devletleri, yüzyıllardır hasretini çektiğimiz o birlik ruhunu yeniden canlandırıyor. Tarih, bir kez daha bizden yana dönüyor.
Suriye’de yaşanan zorluklara rağmen, dokuz ayda alınan mesafe umut vericidir. Çünkü coğrafyamızda istikrarsızlık, en çok Türk milletinin yüreğini acıtmıştır. Biz biliyoruz ki, Türk’ün adalet eli nereye uzanırsa orada huzur yeşerir. O yüzden, Suriye hükümetiyle kurulacak samimi bir angajman, sadece sınırlarımızın güvenliği değil, bölgenin geleceği açısından da büyük önem taşır.
Güney Kafkasya’da da tablo değişmektedir. Türkiye, sadece izleyen değil, barışı inşa eden bir güç olarak sahadadır. Azerbaycan’ın Karabağ’da elde ettiği zafer, sadece bir toprak kazanımı değil; Türk’ün onurunun, direncinin, inancının yeniden teyididir.
Bugün İsrail’in, Katar’a yönelttiği saldırılar, bölgemizin istikrarını hedef alan kirli ellerin varlığını bir kez daha göstermiştir. Bu saldırganlığın, insanlık vicdanında hiçbir karşılığı yoktur. Türk dünyasının artık sessiz kalma lüksü yoktur.
Birlik, sadece aynı dili konuşmak değildir. Birlik; aynı acıya üzülmek, aynı ideale yönelmektir.
Ve bu idealin adı Turan’dır.
Turan; sadece coğrafya değil, imanla yoğrulmuş bir kader birliğidir.
Kardeşliğin, merhametin, adaletin ortak paydasıdır.
Bugün Türk Devletleri Teşkilatı, tarihin bize yüklediği emaneti omuzlamaktadır. Bu emanet, Orhun’dan, Dede Korkut’tan, Kutadgu Bilig’den, Alparslan’dan ve Atatürk’ten gelen bir mirastır.
Birlik olursak güçlü oluruz.
Güçlü olursak, mazlumun yanında, zalimin karşısında dururuz.
Ve o zaman, Türk yüzyılı sadece bir hayal değil, yaşanan bir hakikat olur.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: