Bir fotoğraf bazen çok şey anlatır… Ama çoğu zaman da, anlatılmak istenenden fazlasını yükler o kareye. Ben de paylaştım; çünkü bir şehrin değerine, emeğine ve katkısına saygı duydum. Altına da yazdım: "Taş üstüne taş koyan başımızın tacıdır."
Bu cümlede ne vardı? Ne eğilme vardı, ne taraf olma… Sadece emeğe, üretime ve hizmete saygı vardı. Ama bazı gözler gerçeği görmek yerine, önce “kiminle” çekildiğine, sonra “hangi cümleyle” paylaşıldığına bakıyor. Ve hemen tanıdık ezber geliyor: “Dik durmak lazım. Eğilen eğilmiştir.”
Peki, kime karşı dik duracağız? Kime eğilmiş sayılacağız? Biz aynı toprağı, aynı havayı, aynı suyu paylaşıyoruz. Düşüncesine katılmadığın biriyle yan yana durmak, fikir birliği anlamına gelmez; ortak bir ülke bilinciyle omuz omuza durabilmektir. Biz, ata topraklarına ve “başka Türkiye yok” felsefesine inanan taraftayız.
Birlikte fotoğraf vermek inançsızlık değil; aynı toprakta yeşeren değerlere duyulan saygının göstergesidir. Ben, düşüncesine değil, emeğine saygı gösteririm. Bir şehir için taş koymuşsa, kim olursa olsun, o emeği görmezden gelmem. “Dik duruşu” başın pozisyonuyla değil, vicdanın doğruluğuyla ölçerim. Eğilmek değil, eğilip baktığın yeri görebilmek değerlidir bazen. Gökyüzüne en yakın duranlar, önce toprağa en sağlam basanlardır.
Bazıları 1 numara olmayı sever; olamayınca hiçbir yerde görünmez, küserler. Bazıları ise hem 1 numara rolünü hem de ön planda olma görevini başarıyla üstlenir. Çünkü mesele, sahnede olmak değil; işi sahici yapmaktır. Ben hep ikinci gruptan oldum. İşin olduğu yerde varım; ışığın değil, faydanın olduğu yerde dururum.
Ve unutulmamalı ki; geniş empati yapmadan laf üstüne laf koyarsanız, çok değer kaybeden platformlarda zamanla yalnızlaşırsınız. Dijital kalabalıklar arasında samimiyetin sesi her zaman sessiz ama derindir.
Kısacası; duruşum belli. Taş üstüne taş koyanı alkışlarım, laf üstüne laf koyanı değil. Fötr şapkamı çıkarıp emeğin önünde saygıyla eğilirim.
Bu bağlamda, İstanbul’da STK’lara tahsis edilen eski havaalanında “BİN RENK BİR AHENK” mottosuyla düzenlenen Hatay İl Tanıtım Günleri etkinliği her anlamda mükemmeldi. Her anında güzel ve motive edici eylemler ve söylemler vardı; emeğe ve paylaşıma saygının canlı bir göstergesiydi.
Bu süreçte aldığımız geri dönüşler de oldukça öğreticiydi. “Tebrikler Hocam. Başarılarınızla gurur duyuyoruz. Hatay'ın övüncü, ilham kaynağımızsınız.” gibi motive edici sözler kadar, eksik bilgi veya yanlış anlaşılmalar nedeniyle demotive edici yorumlar da geldi. İşte bu, duruşumuzun ve emeğe olan saygımızın, her zaman kendi doğrularımızla ve vicdanımızla ölçülmesi gerektiğini gösteriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: