Susturulan gerçekler zamanla
aldatıcı sistemlere zemin hazırlar!
Bir kötülük nasıl bu kadar yaygınlaşır?
Çünkü ona karşı durması gereken doğrular ya susar…
Ya da kenara atılır.
Bugün çevremize baktığımızda yalanın, haksızlığın, kayırmacılığın kol gezdiğini görüyoruz.
Asıl düşündürücü olan şey ise doğru bildiğimiz insanların suskunluğu.
Sesini çıkaran değil, geri duran çoğaldıkça;
aldatıcı tutumlar kendine alan buluyor.
Kötülük; sadece kötülerin değil,
susan iyilerin el birliğiyle büyüyor.
Doğru olan bazen azınlıkta kalır ama sesi duyuldukça etki eder.
Tıpkı karanlık bir odaya yakılan küçük bir mum gibi...
O mum, tüm karanlığı yok etmese de yön gösterir.
Ya o mumlar yanmazsa ?
Ya insanlar “bana ne” diyerek çekilirse?
İşte o zaman kusurlar hüküm sürer.
Bugün sokakta bir çocuğun ağlamasına göz yuman,
yarın toplumun çöküşüne de sessiz kalır.
Bir haksızlığa “bana dokunmayan yılan...”
diyerek sırtını dönen, yarın o yılanın kendi kapısına kadar sürünmesine şaşırmamalı.
Sözün özü:
O yüzden hep birlikte düşünelim!
Bugün hangi haksızlığa karşı sessiz kaldık?
Daha önemlisi ise:
Bir eksikliğe dur demek için daha ne bekliyoruz?
Çünkü bir toplum, doğruların cesaretiyle ayakta kalır.
Yanıltıcı düzenler karşısında susanlarla değil.
Yorumlar
Kalan Karakter: