Bir Güne Sığdırılamayacak Kadar Büyük Bir Emanet…
5 Aralık Kadın Hakları Günü…
Evet, önemli.
Evet, tarihsel değeri büyük.
Ama bugün yine aynı cümleleri duyduk:
“Zaten 8 Mart var, bir güne iki anlam yüklemeye gerek yok!”
Oysa mesele gün meselesi değil.
Mesele, kadını yılda bir veya iki kez hatırlamakla çözülebilecek bir mesele hiç değil.
Kadın, bu ülkenin hafızasıdır.
Emeğidir, vicdanıdır, taşıyıcısıdır, öğretmenidir, üreticisidir…
Ve en zor meslek olan anneliği 7/24 omuzlarında taşıyan kişidir.
Bir anne, bazen bir evin değil; bir mahallenin, bir okulun, bir şehrin yükünü taşır.
Ama biz hâlâ kadın emeğini iki güne sıkıştırıp vicdan rahatlatmaya çalışıyoruz.
Belediyeler İçin Bir Hatırlatma:
Kutlamak Değil, Destek Olmak Gerekir
Bugün Türkiye’de onlarca belediyenin etkinliklerine baktım:
Panel, söyleşi, fotoğraf, sosyal medya paylaşımı…
Niyet güzel.
Ama yenilik yok.
Ve çoğu, belirli gün ve haftaların ötesine geçemiyor.
Oysa kadın için politika, takvimli değil; sürekli olmalıdır.
Belediyeler;
bir günde çiçek verip, ertesi gün kadının tüm yükünü yeniden kendi omzuna bırakamaz.
Bir şehri emin yönetmek istiyorsak,
şehrin yükünü taşıyan kadınların yükünü hafifletmek zorundayız.
Anneliğin Görünmeyen Yükleri:
Bu Şehirde Kim Düşünüyor?
Bir anne;
çocuğunun okul yolunu, park güvenliğini, otobüs saatini, karanlık sokakları, pazar fiyatlarını, evdeki yangın riskini, hatta elektrikli araçların şarj güvenliğini düşünür.
Peki belediyeler neyi düşünüyor?
İşte mesele tam burada başlıyor.
Kadınların günlük yüklerini hafifletmeyen bir şehir;
özel günlerde ne kadar panel düzenlerse düzenlesin, eşitlikten söz edemez.
“Bir Gün Değil, Her Gün” Diyen Belediyelere İhtiyaç Var
Kadınlar için inovasyon temelli çalışmalar hâlâ eksik.
Bu artık bir tespit değil; bir gerçekle yüzleşme.
Belediyelerin;
Anneler için güvenli ulaşım planlaması,
Çocuk dostu parklar ve kreş erişimi,
Ev içi emeği azaltan mahalle destek merkezleri,
Şiddet riskine karşı dijital güvenlik hatları,
Kadın girişimciliğine güçlü ekonomik altyapı,
Mahalle bazlı sosyal dayanışma ağları
gibi kalıcı, günlük yaşamı iyileştiren politikalar üretmesi gerekiyor.
Çünkü kadın hakları;
çelenkle, panelle, fotoğrafla değil, sahadaki gerçek icraatla korunur.
5 Aralık’ın Asıl Hatırlattığı: Cumhuriyet’in Cesareti
5 Aralık 1934…
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği tarih.
Dünyanın birçok ülkesinden çok önce atılan bu büyük adım;
bir medeniyet tercihi, bir ufuk genişliği ve toplumsal eşitliğin güçlü bir ilanıdır.
Bugün kadınların siyasette ve şehir yönetiminde söz sahibi olabilmesi;
Cumhuriyet’in bize bıraktığı en kıymetli emanetlerden biridir.
Son Söz:
Kadını Bir Günde Hatırlayan Bir Şehir, Hiç Hatırlamıyor Demektir.
5 Aralık ve 8 Mart elbette önemlidir.
Ama kadına saygıyı yalnızca iki güne hapsetmek, kadının yükünü görmezden gelmek demektir.
Bizim ihtiyacımız;
yılın iki günü renkli afiş hazırlayan değil,
365 gün boyunca kadının yükünü hafifleten şehir yöneticileridir.
Kadın hakları gününü değil,
kadının hakkını konuşan bir şehir…
İşte o zaman şehir gerçekten emin olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: