*ÖĞRETMENLER GÜNÜ*
“Necmi hoca, öğretmenler günü için birkaç satır karala” dediler.
Dedim ki;
Yaza(rım)mam. Çünkü kelime, öğretmenin yükünü taşıyamaz bazen.
Kutla(rsın)yamam. Kutlama, eksik olduğunda sırıtır.
Öve(rsin)mem. Çünkü hak edenin övgüsü zaten omuzlarda taşınır.
Sosyal haklarının kötülüğünden bahse(t)demem dedim;
Öğretmeni geçim derdine sıkıştıran sisteme nasıl cümle yetiştirirsin?
Ekonomik zorluklarını ele a(l)lamam dedim;
Koca memleketin geleceğini omuzlayan insanları ay sonuna sıkıştırmayı hangi kelime anlatır?
Mobbinge uğrayan öğretmenleri hatırla(t)tamam dedim;
Bir insanın sesinin kısılmasını, bir mesleğin onurunun incinmesini yazıya nasıl sığdırırsın?
Öldürülen öğretmenleri a(n)namam dedim;
Bir candan geriye kalan fotoğraf karesini hangi cümle taşır?
Köy Enstitülerinden bahse(t)demem dedim;
Çünkü anlatmaya kalkarsam, en başa dönerim:
Bu toprakların aydınlanma macerasına…
Eğitim sisteminin aksaklıklarını dillendi(r)remem dedim;
Yılların kör düğümü iki paragrafta çözülmez.
Bana döndüler:
“Peki hoca, sen ne yazarsın?” dediler.
Ben de:
“Başöğretmenim Mustafa Kemal Atatürk… Seni çok özlüyoruz.”
yazarım dedim.
Bu vesileyle;
Bana okumayı öğreten Çankırılı öğretmenim Sabahattin Kamacı’ya,
Türkçenin kapılarını aralayan İskenderunlu Nurten Saylan’a,
“Ses tonun güzel, onu eğit” diyerek yönümü çizen Cahit Şaher’e,
Ve hayatımın idolü Orhan Boran’a,
Mesleğini vicdanla, sabırla, sevgiyle taşıyan tüm öğretmenlere
şükran ve minnetle…
SON SÖZÜM;
Öğretmen, bir ülkenin en sessiz ama en büyük milliyetçisi ve devrimcisidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: