Tarih, kahramanlarla doludur. Ama bazıları yalnız kılıcıyla değil, aklıyla tarih yazar. Fatih Sultan Mehmet işte bu isimlerin zirvesidir. Onun İstanbul’u fethetmesi yalnızca bir askerî başarı değil; zekânın, stratejinin, bilimin ve derin düşüncenin muhteşem bir zaferidir.
İstanbul, yedi kez kuşatılmış ama alınamamıştı.
Çünkü sadece güç yetmiyordu. Yüksek surlar, Haliç’e çekilen zincirler, kalın kapılar değil; asıl aşılamayan, zihni sınırlardı. Ama Fatih, sadece surları değil; çağı da aştı.
Fatih, İstanbul’u kılıçtan önce akılla fethetti.
Henüz çocuk yaşta farklı diller öğrenen, matematik, astronomi, felsefe ve mühendislikle ilgilenen bir liderdi o. İtalya’dan getirttiği ustalarla döktürdüğü Şahi topları, dönemin teknolojik devrimiydi. Surların altına tüneller kazan, gemileri karadan yürüten, mancınık ve kuşatma araçlarını optimize eden bir aklın ürünüydü bu fetih. O, aklın saltanat kurduğu bir komutandı.
Çünkü bilirdi:
"Akıl her şeyin üstündedir. Akıl yoksa zafer tesadüf olur; akıl varsa tarih yazılır."
İstanbul’un fethi, yalnızca Osmanlı’nın değil, tüm insanlık tarihinin yönünü değiştirdi. Avrupa’daki skolastik düşünce sarsıldı. Rönesans’a zemin oluştu. Doğu’nun aklı, Batı’ya ilham verdi. Bu yüzden İstanbul’un fethi yalnız bir harita değişikliği değil; düşünce devrimidir.
Fatih’in kurduğu İstanbul, ilim ve fikir merkezidir. Ayasofya’yı camiye çevirmekle kalmamış, yanında medrese açmıştır. Çünkü biliyordu ki, kalıcı fetih fikirle olur, kılıçla değil. Bugün onun mirasına sahip çıkmak, aklın ve hikmetin yolundan yürümekle mümkündür.
Çağ açan bir lider olmasının sebebi, çağın dilini çözmesiydi: Bilgi, strateji, vizyon ve akıl.
Bugün gençlerimize sadece geçmişi anlatmak yetmez; Fatih’in nasıl düşündüğünü öğretmeliyiz. Zekâsını, azmini, bilim aşkını… Zira İstanbul hâlâ akılla yönetilmeyi bekliyor. Akıl donanımı olmayanlar onu yalnızca bir beton yığını sanır. Oysa İstanbul, aklın zaferle mühürlediği bir medeniyet başkentidir.
Ve unutmayalım:
"Kılıç geçici bir hükümdarlık verir; ama akıl, asırlara hükmeder."
Fatih Sultan Mehmet’in ayak izleri hâlâ İstanbul sokaklarındadır. Onun aklıyla kurduğu sistemler, bugün bile zihinlere ışık tutabilir. Yeter ki biz de aklı en büyük güç olarak görmeye devam edelim. Çünkü:
"İstanbul’u fetheden akıl, dünyayı yönetme liyakatini kazanır."
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: