Sevgili okurlarım…
Bugün 10 Ağustos…
105 yıl önce, milletimizin kaderine kara bir sayfa düşürüldü.
10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması, Türk’ün boynuna geçirilmek istenen esaret zincirinin adıdır.
O gün, vatanımız haritalar üzerinde parçalandı;
Bu milletin yüreği dağlandı;
Anadolu’nun dört bir yanı, düşman postallarıyla çiğnendi.
Ama biz, o zincirleri kırdık.
Çünkü bu milletin alnına esaret değil, bağımsızlık yazılmıştır.
Ve ne hazindir ki…
O gün ihanet edenler vardı, bugün de var!
“Keşke Yunan kazansaydı” diyebilecek kadar kendi milletine yabancılaşanlar…
Lozan’ı, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu, hem içeride hem dışarıda protesto edenler…
Ermeni ve Kürt diasporasıyla kol kola, Sevr hayali kuranlar…
Bilsinler ki bizim bayramımız Lozan’dır.
Onların bayramı ise Sevr…
Bizim için Lozan, hürriyetin mührüdür.
Onlar için Sevr, esaretin pusulası…
Daha geçen ay Lozan’ın 102. yıldönümünde “Sevr’i istiyoruz” diye bildiriler yayınladılar.
Bugün ise başka maskelerle aynı planı yeniden önümüze koyuyorlar.
105 yıl önce Sevr, bu milleti etnik köken, din ve mezheplere ayırmak istiyordu.
Bugün de “Osmanlı milletler sistemi” masallarıyla, “Türk-Kürt-Arap ittifakı” hayalleriyle, aynı ayrışmayı dayatıyorlar.
Plan değişmedi…
Yalnızca kılık değiştirdi!
Fakat unutmasınlar…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o ihanet belgesini yırtıp atmış, Lozan’ı imzalamış ve bu topraklara “Türk milleti esir olmaz!” hükmünü mühürlemiştir.
Aziz milletim…
Emperyalizm 105 yıldır pusuda bekliyor.
Her fırsatta aynı senaryoyu sahneye koymaya çalışıyor.
O yüzden bugünün fotoğrafını iyi çekin.
Kim kimdir, iyi görün.
Ve o fotoğrafa mutlaka kendi duruşunuzu koyun.
Ya diz çökenlerden olacağız…
Ya da dimdik duranlardan!
Bu millet, asla diz çökmedi, çökmeyecek!
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: