Bir masa kuruldu İstanbul’da. Bu masa, sadece iki devletin değil, insanlığın kaderini değiştiren bir masaydı. Dünyanın gözü önünde ve Türkiye’nin ara buluculuğunda Rusya ile Ukrayna arasında 1000 kişilik büyük bir esir takası başladı. Bu gelişme, savaşın en karanlık anlarında bile bir ışığın yanabileceğini tüm dünyaya gösterdi.
İlk etapta 300 esir özgürlüğüne kavuştu. Bu rakam sadece bir sayıdan ibaret değil; her biri bir annenin gözyaşı, bir çocuğun umudu, bir milletin yarası demekti. Bu kurtuluşun adresi ise belliydi: İstanbul. Çünkü bu şehir, geçmişte olduğu gibi bugün de barışın sesi, merhametin yurdu, insanlığın kalbi olmaya devam ediyor.
Savaş, yıkım getirir. Ama bazen bir ülke çıkar, yangının ortasında bir damla su olur. Türkiye işte o damlayı taşıyan ülke oldu. Bugün yaşananlar gösteriyor ki; merhamet ve vicdan artık Türkiye’den yükseliyor.
Türkiye bu takasla yalnızca esirleri değil, aynı zamanda insanlığı kurtarmıştır.
Dünya bir süredir silahlarla konuşuyor. Ama Türkiye bu dille değil, vicdan diliyle konuşmayı tercih etti. Ne menfaat, ne tarafgirlik; yalnızca insan hayatı ve adalet hedefiyle yola çıkıldı. Ve bu hedefe ulaşıldı.
Rusya ile Ukrayna arasındaki bu takas, sadece bir siyasi başarı değil, aynı zamanda bir ahlaki zaferdir. Bu zafer, Türkiye'nin tarafsızlığının, itidalinin ve diplomatik kudretinin bir sonucudur. Çünkü Türkiye artık sadece coğrafi bir merkez değil, ahlaki bir küresel lider konumundadır.
Bugün barışın imzası İstanbul’da atıldı.
Ve dünya şunu bir kez daha gördü:
Vicdanın haritası olmaz, ama bir başkenti vardır: Türkiye.
DUA VE ÇAĞRIYLA BİTİRELİM
Allah, barış için adım atanları yalnız bırakmasın. Türkiye’nin attığı bu adım, tüm mazlumlara umut, zalimlere de ibret olsun. İnsan hayatını önceleyen her çaba kutsaldır; ve biz bu kutsallığın nöbetçileriyiz. Ey dünya, susma! İstanbul’dan yükselen bu sesi duy: Vicdan hâlâ hayatta, çünkü Türkiye konuşuyor.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: