Türk’ün Adı Silinemez, Varlığı Yok Edilemez!
Bugün Ukrayna sadece toprağını değil, onurunu da savunuyor. Savaşın göbeğinde, bombalar altında bile tarihine sahip çıkıyor. Bolgrad bölgesinde yıllar önce zorla Ruslaştırılmış köy isimlerini bir bir geri alıyor. Ancak bu geri dönüş Ukraynaca’ya değil – dikkat edin – o bölgelerdeki eski Bulgar isimlerine yapılıyor. Yani, Ukrayna sadece bir düşmana değil, tarihin çarpıtılmasına da direniyor.
Çünkü bilirler:
Bir halkın ismini silmek, onun izini kazımakla eşdeğerdir.
İsmini alan, ruhunu da çalar.
Peki ya Bulgaristan?
Ne yazık ki Bulgaristan suskun.
Kör.
Sağır.
Ve en kötüsü: Umursamaz.
1980’lerde Jivkov’un kirli kalemleriyle haritalara vurulan o utanç lekeleri hâlâ duruyor.
Bugün hâlâ yüzlerce Türk köyü, tarihî ve kültürel gerçekliğine rağmen Bulgarca uydurma isimlerle anılıyor.
Bu bir tabeladan ibaret değil.
Bu bir harita hatası değil.
Bu doğrudan, devlet eliyle sürdürülen kimlik cinayetidir!
Neredesiniz ey demokratlar?
Neredesiniz ey Brüksel sevdalıları?
Nerede Avrupa Birliği normları, nerede eşitlik masalları?
Ukrayna savaşın ortasında geçmişine sahip çıkıyor. Bulgaristan'da ise yönetenler, sadece susmayı biliyor.
“Köseler” dedik, “Kösevo” yaptınız.
“İsmeler” dedik, “Boyno” dediniz.
Tarihi 500 yılı bulan medresemize göz yumdunuz.
Filibe’de Türk eserlerini galeriye çevirdiniz.
Sofya’da Cumhurbaşkanlığı'nın dibindeki camimizi müze yaptınız, kapılarını kapattınız.
Sonra da "barış", "birlik", "entegrasyon" gibi kelimelerle makyaj yapıyorsunuz.
Hangi birlikten bahsediyorsunuz?
Adını inkâr ettiğiniz bir halkla hangi demokrasiyi inşa edeceksiniz?
Türkleri sadece sandıkta hatırlayıp sonra yok sayanlar, bu milletin sabrını test etmektedir.
Ey Peevski!
Ey sözde Türk dostları!
Elinizde yetki varken neden susuyorsunuz?
Türk halkı sizin gözünüzde sadece seçim günü hatırlanan bir rakam mı?
Unutmayın: Bu milletin sabrı vardır ama sınırı da vardır!
Bugün iade etmediğiniz hakları, yarın adaletin tokadıyla iade etmek zorunda kalırsınız.
Demokrasi, sadece meydanlara afiş asmak değildir.
Demokrasi; halkla yüzleşmek, hak ettiği ismi, yeri ve saygıyı geri vermektir.
Türk köylerine Türk adları dönmeden bu ülkeye ne huzur gelir, ne de meşruiyet.
Bugün Bulgaristan’da "milliyetçilik" diye satılan şey, aslında başka halkların silinmesidir.
Bu çağdışı zihniyet artık tarihin çöplüğüne gömülmelidir.
Ukrayna yaptı.
Hem de ölümle burun buruna.
Adını, geçmişini, hafızasını geri aldı.
Çünkü bilirler:
İsmi silinen bir halk, zamanla yok sayılır.
Ukrayna buna boyun eğmedi.
Peki Bulgaristan neyi bekliyor?
Ve bilesiniz ki:
Türk’ün adı silinemez!
Türk’ün izi haritalardan kazınamaz!
Bugün tabelalarda görmezden geldikleriniz,
yarın meydanlarda, kürsülerde ve uluslararası platformlarda karşınıza dikilecektir.
Bugün iade edilen hak, barışı getirir.
Ama ertelenen adalet, günü geldiğinde öfke olup taşar.
Ve bu halk o günü beklemeyi de bilir, bedel ödetmeyi de.
Son sözümüz nettir:
Bir milletin adıyla oynamak, tarihine kin kusmaktır.
Bugün adımı geri vermezseniz, yarın sizi bu adla yargılarız!
Adalet ya şimdi gelir… ya da sizi tarih mahkemesinde yargılar.
Karar sizin!
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: