Pristoe'de Uyanan Kimlik – Sessizliğe Sığmayan Bir Haykırış
Yayınlanma :
19.05.2025 22:21
Güncelleme
: 19.05.2025 22:21
1. Pristoe: Coğrafya Değil, Kimliktir
Pristoe, sıradan bir köy gibi görünse de 1989’da adeta bir kimlik laboratuvarına dönüştü. Herkesin sustuğu, korkunun bulaşıcı olduğu bir dönemde, bu küçük köyde insanlar kendilerini hatırlamaya karar verdiler. Türkçe isimlerini, dillerini, bayramlarını, dualarını hatırladılar. Bastırılmış aidiyetin içten içe kabaran dalgası, o gün taş duvarları yıktı.
2. Yasaklanan Şey Sadece Dil Değildi, Aidiyetti
Zorla değiştirilen isimler, sadece kâğıt üzerinde yapılan bir işlem değildi. Çocuklarına "Ahmet" yerine "Angel", "Ayşe" yerine "Anna" denmesinin istenmesi; bir insanın geçmişinin, atasının, hafızasının silinmesi demekti. Pristoe halkı bunu reddetti. Çünkü bir insanın adı, yalnızca bir sesleniş değil; bir yüzyıllık zincirin son halkasıdır.
3. Kadınların Sessiz Kahramanlığı
Pristoe’deki direnişin görünmeyen kahramanları kadınlardı. Ekmek yoğuran eller, o gün cesaret yoğurdu. Bastırılan her haykırışı, bir ninni gibi yeniden dillendirdiler. Ağlamasın diye susturdukları çocuklarını, o gün hakları için haykırmaya teşvik ettiler. Erkekler gözaltına alındığında, kapıda sabahlayan yine onlardı. Kadının sustuğu yerde toplum sessizleşir; ama o gün Pristoe’de kadınlar susturulamazdı.
4. Deliorman’da Bir Meşale: Siyasi Değil, Vicdani Ayaklanma
Pristoe’deki olay, klasik bir siyasi başkaldırı değil, vicdanî bir isyandı. İnsanlar “devlet yıkalım” diye değil, “kendimiz kalalım” diye sokağa döküldü. Bu yüzden, bu ayaklanmanın dili siyaset değil, duaydı. Eller semaya, gönüller Allah’a çevrilmişti. Çünkü kimlik için edilen dua, zulme karşı yükseltilen en güçlü sestir.
5. Bugün: Hafızası Silinen Bir Kahramanlık mı?
Bugün ne yazık ki Pristoe’nin o tarihi gününe dair anıtlar yok, müzeler yok, belgeseller yok. Gençler arasında o gün yaşananlar hâlâ yeterince bilinmiyor. Oysa unutturulmak istenen şey, sadece bir olay değil; bir millettir. Hafızasını kaybeden milletler, yönünü de kaybeder. Pristoe, hafızamızın canlı bir parçası olmalı ki; yeniden aynı oyunlara düşmeyelim.
Bir Köyün Haykırışı, Bir Milletin Uyanışıydı
Pristoe, Bulgaristan Türkü için bir uyanışın adıdır. O gün atılan adım, aslında “biz buradayız ve varız” haykırışıydı. Bugün Pristoe’yi anlamak, sadece geçmişi anlamak değil; geleceğe sahip çıkmaktır.
Ve şu cümleyle bitirelim:
“Bir milletin adını silmek isteyenler, önce hafızasını hedef alır. Pristoe, bu hafızanın yıkılmadığını, aksine yeniden yazıldığını gösterdi.”
Rafet Ulutürk
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: