Adı Arnold Ludwig. Bir Amerikalı. Bir psikiyatrist. Ne Türkiye’yi görmüş, ne de Türkçe konuşmuş. Ama yazdığı bir kitap, tarihin akışına dair çok şeyi değiştirecek kadar önemli: “King of the Mountain” — yani “Dağın Kralı”.
Kitap ilk bakışta bir liderlik incelemesi gibi durabilir. Ancak içeriğine girildiğinde, bir ömür süren bilimsel bir arayışın, liderlik psikolojisinin ve dünya tarihinin ortak kesişim noktası olduğu görülür. Ludwig, tam 18 yıl süren bu devasa araştırmasında, 20. yüzyılın dünya liderlerinden 2000’ini inceledi. Evet, yanlış duymadınız: Saddam’dan Mandela’ya, Mao’dan De Gaulle’e, Stalin’den Arafat’a kadar iki bin lider. Hepsi tek tek analiz edildi.
Ama nasıl?
Bu bir magazin listesi değil, bir bilimsel çalışma. Ludwig, liderleri aynı ölçütlerle değerlendirdi. “Political Greatness Scale” adını verdiği bir sistem geliştirdi. Liderlere 200’den fazla kriter uyguladı. Bu kriterler arasında liderlik karizması, vizyonerlik, halkla iletişim, reform gücü, savaş-barış yönetimi ve tarihi etki gibi pek çok değişken vardı.
Ve her lider 1 ile 31 puan arasında değerlendirildi.
📌 Churchill 22 puan aldı,
📌 Nehru 25 puan,
📌 Lenin 28 puan,
📌 Mao ve Roosevelt 30 puan…
Ama bu listeyi zirveden biri tamamladı. Tek bir kişi 31 tam puanla tüm liderleri geride bıraktı. Üstelik Ludwig’in ifadesiyle, bu lider için "visionary" yani vizyoner sıfatı yetmedi, onu 20. yüzyılın “en büyük lideri” ilan etti.
O isim: Mustafa Kemal ATATÜRK.
🎯 Neden Atatürk?
Arnold Ludwig, Atatürk’ü tanımamıştı. Onu bir Türk dostu ya da bir hayran olarak değil; tarafsız bir bilim insanı olarak değerlendirdi. Onu sadece kendi milleti için değil, dünya siyaseti için bir dönüm noktası olarak gördü.
Çünkü Atatürk;
Yıkılmış bir imparatorluktan bağımsız bir cumhuriyet kurdu,
Hem askerî hem siyasi liderliği tek kişide topladı,
Kadınlara seçme hakkı verdiğinde, birçok Batı ülkesinden ilerideydi,
Din ve devlet işlerini ayırarak laik bir hukuk devleti kurdu,
Eğitimi, sanatı, bilimi kalkınmanın merkezine koydu.
Kısaca; sadece bir ülkeyi kurtarmadı, bir medeniyet tasarımı yaptı.
Bazen bizler, sahip olduklarımızın değerini unutabiliyoruz. Dışarıdan bir göz, üstelik binlerce lideri objektif biçimde karşılaştıran bir bilim insanı, Atatürk’ü dünyanın zirvesine yerleştiriyorsa, oturup düşünmemiz gerekir:
Biz hâlâ bu zirveyi koruyabiliyor muyuz?
Gençler, öğrenciler, siyasetçiler ve aydınlar… Elin Amerikalısı 18 yılını verip bizim liderimizi takdir ederken, biz onun fikirlerini ne kadar yaşatıyoruz?
Arnold Ludwig kitabının adını boşuna “Dağın Kralı” koymamış. Çünkü bazı liderler gelir geçer. Bazıları ise dağ olur. Ve Atatürk, hâlâ o dağın zirvesindedir.
Saygıyla...
Minnetle...
Ve yeniden düşünmekle…
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: