2025 yılının belki de en çarpıcı diplomatik sahnesi geçtiğimiz günlerde Washington’da yaşandı. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da Güney Afrika Cumhurbaşkanı’nı ağırladı. Ancak bu görüşme, yalnızca bir resmi ziyaret olmaktan çıkıp, tarihle yüzleşmeyenlerin ne denli pişkinleşebileceğini gösteren bir propaganda şovuna dönüştü.
Trump, konuğunu Oval Ofis’te karşıladı. Ardından, odadaki ışıkların kapatılmasını istedi ve Cumhurbaşkanına özel olarak hazırlanmış bir video izlettirdi. Görüntülerde, Güney Afrika’daki beyaz azınlığın maruz kaldığı iddia edilen toprak kayıpları, saldırılar ve ölümler yer alıyordu. Film bittiğinde Trump, dönüp açıkça şu suçlamaları yöneltti:
“Siz beyazlara karşı soykırım yapıyorsunuz. Onların topraklarını çalıyorsunuz. Binlercesi öldürüldü!”
Bu sözleri söyleyen kim?
Tarihi boyunca milyonlarca Afrikalıyı köleleştirmiş, kara kıtanın zenginliğini yıllarca sömürmüş bir Batı zihniyetinin lideri.
Bu sözler kime?
Yüzyıllarca sömürülen, ayrımcılıkla ezilen, kendi topraklarında ikinci sınıf muamelesi gören, Nelson Mandela gibi kahramanlarla ayağa kalkmış Güney Afrika halkının seçilmiş temsilcisine.
Bu bir gaf değil; bu, kibirle kurgulanmış bir hakaret.
Trump, adeta geçmişin suçlarını unutturmak için bugünü ters yüz etmeye çalışıyor. Oysa Güney Afrika halkı bugün, hâlâ ellerinden alınan toprakları geri isteme mücadelesi veriyor. Bu bir “soykırım” değil; bu, gasp edilmiş adaletin geri alınma çabasıdır.
Oval Ofis’te Işıklar Kapandı Ama Gerçekler Görmezden Gelinemez
Trump’ın izlettirdiği karanlık senaryoya karşılık, asıl gerçekler ışık gibi ortadadır. Güney Afrika, sömürgeciliğin ve ırkçılığın en sert versiyonunu yaşayan ülkelerden biridir. Apartheid rejiminde siyahlar; eğitim, sağlık, barınma gibi en temel haklardan mahrum bırakılmış, kendi topraklarında köle gibi yaşamaya zorlanmıştır.
Bugün bu halkın torunları, geçmişin hesaplarını kapatmaya çalışırken; ABD Başkanı’nın onları suçlu gibi göstermesi, tarihle alay etmekten başka bir şey değildir.
Tarihle Yüzleşmeyenler, Bugünü Anlatamaz
Trump bu tutumuyla yalnızca Güney Afrika’ya değil, dünyadaki tüm mazlum halklara mesaj veriyor: “Güç bende, haklı ben olurum!” Ama dünya artık bu kirli dili, bu çarpıtılmış tarih okumasını yutmuyor.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı belki şaşırdı ama susmadı. Zira onun arkasında sadece bir ulusun değil, Afrika kıtasının çalınan onurlarının sesi vardı.
Ve bu ses, Oval Ofis’te karartılan lambalardan çok daha güçlü yanıyor:
"Tarihi çarpıtamazsınız. Mazlumu suçlayamazsınız. Hakikat gölgede kalmaz."
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: