Dünya Yönetimine Türkiye Hazır mı?
Bir soru var ortada.
Basit değil. Gündelik değil. Siyasetin çığırtkanlığıyla da açıklanamaz:
"Dünya yönetimine Türkiye hazır mı?"
Aslında bu, bir sorudan çok bir çağrı.
Tarihin derininden, mazlumların yüreğinden, yıkılmış medeniyetlerin enkazından yükselen sessiz bir feryat:
“Ey Türkiye… Uyandın mı? Hazır mısın? Yola çıkıyor musun?”
Unutulmuşların Umudu
Dünyanın bir köşesinde bir çocuk açlıktan ölüyor,
Bir yerde bir kadın suskun gözyaşlarıyla hayata direniyor,
Bir delikanlı gözaltında kayboluyor,
Ve bir ümmet yok oluşla sınanıyor.
Batının çürüyen ahlakı, doğunun susturulan sesi arasında vicdan kayboldu.
Kurallar var ama adalet yok.
Kurumlar var ama ruh yok.
Güç var ama merhamet yok.
Ve gözler bir kez daha Anadolu’ya çevriliyor.
Türkiye Neden?
Çünkü bu topraklar yalnızca savaşlarla değil, merhametle de anıldı.
Yıkmak için değil, yaşatmak için yola çıkanların memleketiydi burası.
Alpaslan’la açılan kapılar, Mevlana’yla genişledi;
Fatih’in fethettiği gönüller, Yunus’un diliyle derinleşti.
Ve Atatürk’le ayağa kalkan bu millet, şimdi yeniden bir sorumluluğun eşiğinde.
Bugün Türkiye; tankıyla değil, töresiyle,
Uçağıyla değil, ahlakıyla,
Silahıyla değil, sözüyle konuşulmalı.
Hazır mıyız Gerçekten?
Birbirimizi ötekileştirmeden,
Kinle değil, kalple yürümeyi öğrendiysek,
Sadece kendi çocuklarımız için değil,
Gazze'deki, Arakan’daki, Somali’deki çocuklar için de uykumuz kaçıyorsa...
Evet, o zaman dünya bize bakar.
O zaman Türkiye sadece bir ülke değil, bir umut olur.
Ama eğer hâlâ kendi içimizde adaleti sağlayamıyorsak,
Mazluma değil güçlüye yaslanıyorsak,
Kendi gençlerimize bile güven veremiyorsak...
Hazır değiliz.
Bir Milletin Gökyüzüyle Buluşması
Bu milletin tarihi, gökyüzüyle yaptığı antlaşmaların tarihidir.
Biz dünyayı zaptetmeye değil,
dünyaya yön göstermeye gönderilmiş bir halkız.
Kuru sloganlarla değil;
İlimle, irfanla, adaletle, ahlakla çıkarsak yola,
Gökyüzünde yerimiz hazır.
Yoksa sadece haritalarda büyüyen bir Türkiye değil,
Yüreklerde yankılanan bir Türkiye olamayız.
Türkiye, Uyan.
Çünkü seni sadece Türkler beklemiyor.
Seni sadece mülteciler değil,
Kendi halkından korkanlar,
Sesini yitirenler,
Düşlerinde özgürlük arayanlar bekliyor.
Türkiye hazır mı?
Evet, belki de tarihte ilk kez bu kadar yaklaştı.
Ama hazır olmak, sadece güçle değil, hakla ve aşkla mümkündür.
Hazırsak, sadece yürümeyelim…
Yol olalım.
Işık olalım.
Çünkü dünya bir kez daha yönünü kaybetti.
Ve biliyor ki: Doğru yön, Türk’ün olduğu yerdedir.
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: