DÜN ÜLKEYİ YÖNETENLERDEN VE BUGÜN YÖNETMEYE TALİP OLANLARDAN, ÜLKEYİ SÖMÜRGELEŞTİREN BU POLİTİKALAR VE ÇÖZÜM YOLLARI HAKKINDA BİR PLAN VE PROGRAM GÖREBİLİYORMUSUNUZ!?...
OYSA BU BUGÜN YAŞAMAKTA OLDUĞUMUZ SORUNLARIN TEMLİNDE BU POLİTİKALAR YATMAKTADIR...
GEÇMİŞTEKİ YIKIMI YENİDEN YAŞAMAK
…Türkiye, 1930’larda geleceğe umutla bakan güçlü bir ülkeyken, bugün Osmanlı’nın son dönemi gibi; dışa bağımlı, çok borçlu, sorunlu bir ülke olmuştur. 1838 Türk-İngiliz Serbest Ticaret Anlaşmasının yani 180 yıl öncesinin olumsuzlukları hemen aynısıyla yaşanıyor, Osmanlı’nın gittiği yere doğru gidiyor…Anlaşmalar, uygulamalar ve sonuçlar yan yana konduğunda; tanımlanması güç bir ulusal trajediyle karşılaşılıyor. Çöküş ve parçalanma acıları yaşayan bir ulus, yıkıntılar içinden bağımsız ve güçlü bir devlet yaratmışken, yeni ve güçlü bir toplumsal düzen kurmuşken; nasıl olur da kendisini yok edecek çöküntüler dönemine geri döner? Buna ne ad verilir, ne denir? Bu süreç için tarih; ‘utanç verici ilkellik’ ya da ‘işbirlikçiliğin kaçınılmaz sonucundan başka ne yazabilir?…1838 Türk-İngiliz Serbest Ticaret Anlaşması, Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı; Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkıma giden yola soktu. Avrupa sanayisinin rekabetine dayanamayan yerli üretim yok oldu. Üretimsizlik borçlanmayı, borçlanma teslimiyeti getirdi. İmparatorluk, Avrupa’nın açık pazarı haline geldi. Devletin vergi gelirlerine alacaklı devletler el koydu. Ekonomi çöktü, bağımsızlık yitirildi…Avrupa Birliği uyum yasaları ve Gümrük Birliği uygulamalarıyla, benzer süreç yeniden yaşandı. Türkiye, gümrüklerini Avrupa’ya açtı, koruma uygulamalarını kaldırdı. Yerli üretim çöktü, devlet işletmeleri satıldı, özel şirketleri yabancılar aldı, Türkiye üretimsiz bir ülke oldu. Yeniden açık pazar haline geldi. Bugün borcunu ödeyemiyor ve alacaklıların isteklerini yerine getiriyor. Dağılma yolunda hızla ilerliyor…
Yorumlar
Kalan Karakter: