23-24 Mayıs tarihlerinde Bulgaristan’ın Razgrat iline bağlı Ezerçe köyünde bir kez daha hüzün, öfke ve umut bir aradaydı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ezerçe halkı, 1989’da yaşanan halk ayaklanmasını anmak için meydandaydı. Ancak sorulması gereken esas soru şu: Yalnızca anmak, yalnızca toplanmak yeterli mi? Gaz almak mı, yoksa gerçek adaleti talep etmek mi niyetimiz?
Ezerçe’de olan bir kıyımdı. Açık bir halk isyanı, özgürlük çığlığıydı. Zulme karşı dimdik duran analar, çocuklar, gençler ve ihtiyarlar vardı. Ne yazık ki o günlerde hayatını kaybeden insanlar için ne bir mahkeme kuruldu, ne de sorumlular yargılandı. Sadece canlar gitti, ama hesabı sorulmadı. Sadece mezar taşları dikildi, ama o taşların altında saklı adalet, bugüne dek yerin altından çıkamadı.
Her yıl düzenlenen bu anma törenleri elbette ki değerlidir. Ezerçe halkı kendi tarihine sahip çıkmakta kararlıdır. Ancak bir gerçeği artık açıkça söylemek gerekir: Sadece törenle, sadece konuşmayla bu yaralar sarılamaz. Her yıl aynı konuşmalar, aynı döngü... “Unutmadık, unutturmayacağız” diyoruz ama unutturmamanın yolu sadece hatırlamak değil, adalet için mücadele etmektir.
1989’da bir millet susturulmak istendi. Ezerçe bunun sembol köylerinden biridir. Ancak bugün, 2025’te bile adalet yerini bulmamışsa, susanlar yine biz miyiz? Yoksa susturulmaya devam mı ediliyoruz?
Toplanmak bir adımdır. Ancak devamı gelmezse o adım havada kalır. Ezerçe’de şehit olanlar adına artık daha fazlası yapılmalı. Şunları sormalıyız:
O gün ateş emrini kim verdi?
Kim bu olayların üstünü örttü?
Hangi belgeler hâlâ devlet arşivlerinde saklanıyor?
Neden Avrupa Birliği üyesi bir ülke olarak Bulgaristan bu utançla yüzleşemiyor?
Bu soruların cevabı verilmeli. Ve bu cevapları almak için artık sadece anmalarda değil, uluslararası hukuk platformlarında, insan hakları kuruluşlarında, AB mahkemelerinde ses yükseltilmeli.
Anma sadece bir görev değil, bir davaya sadakat göstergesidir. Bu dava, Bulgaristan Türklerinin onur davasıdır. Şimdi sesimizi duyurma, yalnızca geçmişi değil, geleceği de kurtarma zamanıdır.
Bir öneriyle bitirelim: Her yıl Ezerçe’de sadece konuşan değil, rapor yazan, şikâyet hazırlayan, dava dosyası oluşturan bir ekip kurulsun. Çünkü zulmün unutulmasını engelleyen en büyük güç, dosyalanmış ve mahkeme salonlarına taşınmış gerçektir.
---
Dua ile…
Allah’ım!
Ezerçe’de şehit düşen kardeşlerimizin ruhlarını şad eyle.
Bize adaleti aramaktan usanmayacak bir irade,
Doğruyu söylemekten korkmayacak bir cesaret,
Ve geçmişe sahip çıkacak bir bilinç ver.
Zulmü örtmeye çalışanlara karşı,
Senin adaletinle doğruları haykırmayı nasip eyle.
Amin.
Rafet Ulutürk
Yorumlar
Kalan Karakter: