Yaşarken Alkışlasaydık Güllü’yü…
Herkes, ses sanatçısı Güllü’nün ani vefatını konuşuyor.
“Kaza mıydı, cinayet miydi?” tartışmaları gündemi meşgul ederken,
benim asıl dikkatimi çeken şey, onun birbirinden güzel eserlerinin ölümünden sonra bir anda yeniden gündeme gelmesi oldu.
Bu, maalesef ülkemizin en acı gerçeklerinden biri.
Sanatçılarımız, hayattayken hak ettikleri ilgiyi, sevgiyi ve değeri çoğu zaman göremiyor.
Onlar yaşarken sessiz kalıyoruz; oysa öldüklerinde eserlerini göklere çıkarıyor, değerlerini geç fark ediyoruz.
Oysa alkış, çiçek, ilgi ve sevgi; yaşarken anlamlıdır.
Bir sanatçıya verebileceğimiz en büyük hediye, onun sesine, emeğine, kalbine dokunan bir alkıştır.
Güllü, vefatından sadece birkaç gün önce yine sahnedeydi;
şarkılarını söylerken halkıyla kalbini paylaşıyordu.
Ama ne yazık ki, o sahnede yaşarken görmediğimiz değeri, ölümünden sonra konuşur olduk.
Yine aynı döngü: Sanatçının yaşarken değil, öldükten sonra kıymet bulması.
Bu tablo sadece Güllü’ye özgü değil.
Nice değerli sanatçılarımızı uğurlarken aynı sızıyı yaşadık, aynı cümleleri kurduk.
Biz, yaşarken sanatçılarımıza el uzatmayı,
onları alkışlamayı, yanında olmayı unuttuğumuz sürece bu kısır döngü bitmeyecek.
Ve biz, her ölümün ardından yine aynı cümleyi tekrarlayacağız:
“Keşke değerini hayattayken bilseydik…”
— Nesrin Süheyla Alper
Yorumlar
Kalan Karakter: