Prof. Dr. Vahdettin Sevinç, ailesinin 1924 mübadelesiyle Drama’dan Hendek’e yerleşmesiyle başlayan hikâyesinden itibaren Sakarya’nın sosyokültürel dönüşümünü anlattı. İlköğretim yıllarından İzmir Yüksek Öğretmen Okulu’na uzanan eğitim yolculuğunu aktaran Sevinç, 1971 yılında kimya asistanı olarak başladığı akademik kariyerinin Sakarya’daki yükseköğretimin temelleriyle doğrudan kesiştiğini vurguladı.
Üniversitenin kurulmasında rol alan isimler yan yana hatırlatıldı
Sevinç, Sakarya’daki yükseköğretimin kuruluşunda emeği bulunan isimleri tek tek değil, yan yana ve bütüncül bir çerçeveyle şöyle anlattı; Dr. Nuri Bayar, Selahattin Gürdrama, Hüseyin Karabaş, Nadir Larif İslam, Nazmi Gürsoy, Mehmet Tever, Doç. Dr. Suat Mirza, Prof. Dr. Süreyya Yarasa ve SDMMA’nın ilk asistanları olan Yüksel Bektöre, Nurten Büyükakten, Mustafa Önal, Hasan Özekes, Lütfi Saltabaş, Adil Altındal, Mustafa Karaduman, İsmail Çallı, İsmail Cürgül, İbrahim Uzman ve Resmi Yıldız, üniversitenin temellerinde önemli roller üstlendi. Ayrıca SDMMA’nın ilk öğrencileri arasında Mecbure Aksu, Ersin Taranoğlu, Nuri Paker, Hasan Nomaler, Cevat Sarıgüzel, Demir Ali Bayraktar, Sedat Açıldı, Mustafa Demircioğlu, Faruk Dalkılıç, Selma Taştemur, Nadi Özdemir ve Atilla Sağır yer aldı.
Sakarya Üniversitesi’nin kurumsallaşma süreci
1992’de Sakarya Üniversitesi’nin kurulmasıyla birlikte Prof. Dr. Vahdettin Sevinç rektör yardımcısı olarak görev aldı. Üniversite ilk rektörünü Prof. Dr. Ramazan Evren olarak belirledi. Daha sonra sırasıyla Prof. Dr. İsmail Çallı (1994–2002) ve Prof. Dr. Mehmet Durman (2002–2010) dönemleri yaşandı. Prof. Sevinç, SAÜ’de altı yıl rektör yardımcılığı, altı yıl Fen Edebiyat Fakültesi dekanlığı ve altı yıl Eğitim Fakültesi dekanlığı yaptı.
Sapanca Gölü için “radikal tedbirler” uyarısı
Toplantıda söz alan Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu Yiğit, Sapanca Gölü’nde yaşanan su seviyesi düşüşünün sadece yağışla çözülemeyeceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı; “Sapanca çok özel bir göl; çünkü milyonlarca insanın içme suyu kaynağı. Sanayiye su aktarılması doğru değil. Bu dengesizlik ekosistemi bozuyor. Yağmur yağsın da göl kendine gelsin yaklaşımı artık geride bırakılmalı; en radikal tedbirler bir an önce alınmalı.”
Gıda güvenliği hakkında farkındalık
Şengülay Yurtal, gıda güvenliğinin işlenme, depolama ve servis süreçlerinde hijyenin korunmasıyla sağlanabileceğini belirterek, gıda kaynaklı hastalıkların çoğunun bakteri, virüs ve parazit temelli enfeksiyonlardan doğduğunu, tüketici sağlığının tüm üretim zincirinde titizlik gerektirdiğini ifade etti.
“Sanayici fabrikalarını yurtdışına taşıyor”
Şura Başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu, Türkiye’nin pek çok bölgesinde olduğu gibi Sakarya’da da verimli tarım alanlarının hızla elden çıktığını ve sanayinin kıyı illerinde aşırı yoğunlaştığını vurguladı. Hacıeyüpoğlu, hızlı nüfus artışı, mirasla bölünen araziler ve kontrolsüz yapılaşmanın tarım topraklarını geri dönüşsüz şekilde yok ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı; “Verimli tarım alanlarında yolların açılması bile çevresinde sanayileşme ve yerleşim alanı oluşturuyor. Alternatif alanlar varken işlenebilir tarım topraklarının tarım dışı amaçlarla kullanılması büyük bir savurganlık. Bu nedenle özellikle tekstil başta olmak üzere birçok sanayici fabrikalarını yurtdışına taşıyor.”
Aralık toplantısı Karasu’da yapılacak
Sakarya Kent Şurası’nın bir sonraki toplantısı 30 Aralık 2025 tarihinde Karasu Yeni Mahalle’de gerçekleştirilecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: