Güney Kafkasya’nın kalbinde, haritaya bakıldığında küçük bir kara parçası gibi görünen Zengezur, bugün yalnızca Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bir yol tartışması değil; Rusya’dan İran’a, Türkiye’den Avrupa’ya, hatta Amerika’ya kadar uzanan küresel bir güç mücadelesinin sembolü haline gelmiş durumda.
Zengezur Koridoru açıldığında, Azerbaycan’ın ana karası ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti doğrudan birbirine bağlanacak. Bu yalnızca coğrafi bir bağlantı değil; Türkiye üzerinden bütün Türk dünyasına uzanan stratejik bir damar anlamına geliyor. Ankara açısından mesele, Bakü ile bağları güçlendirmekten öte, Orta Asya’ya kesintisiz bir kara yolu açmak. Türk Devletleri Teşkilatı’nın vizyonunda bu hattın özel bir yeri var.
Ermenistan için koridor konusu adeta bir “egemenlik testi”. 2020’de imzalanan Moskova Mutabakatı koridorun açılmasını öngörse de, “kim kontrol edecek?” sorusu hâlâ havada. Erivan, koridorun açılmasıyla birlikte ülkesinin yalnızca bir transit hattına dönüşmesinden, dahası Azerbaycan ve Türkiye’nin baskısının artmasından endişeli. Bu nedenle Ermeni siyasetinde Zengezur meselesi bir türlü kapanmayan bir tartışma olarak varlığını sürdürüyor.
Rusya, Güney Kafkasya’daki etkinliğini kaybetmek istemiyor. Koridorun açılması halinde “güvenliği ben sağlarım” diyerek bölgede askerî varlığını kalıcılaştırma niyetinde. Moskova için bu hat aynı zamanda Batı’nın enerji projelerine karşı denge unsuru. Ancak Ukrayna savaşıyla meşgul olan Kremlin, Zengezur dosyasını zaman zaman elinde bir pazarlık kartı olarak tutmayı da tercih ediyor.
Belki de en dikkat çekici tepki Tahran’dan geliyor. Çünkü koridor açılırsa İran’ın Ermenistan üzerinden Avrupa’ya açılan kuzey ticaret yolu önemsizleşebilir. Dahası, Türk dünyasının birleşme hayali İran’ın jeopolitik kabusu. Bu nedenle İran, Ermenistan’a açık destek veriyor ve koridora karşı sert açıklamalar yapıyor. “Zengezur’un kapatılması, İran’ın nefes borusunun daralması” olarak görülüyor.
Avrupa için Zengezur, enerji güvenliğiyle eş anlamlı. Hazar havzasındaki doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya daha hızlı ulaşması demek, Rusya’ya bağımlılığın azalması demek. Bu yüzden Batı, resmi olarak açıkça dillendirmese de koridor fikrine sıcak bakıyor.
ABD’nin sürece dâhili ise daha farklı bir çerçevede okunmalı. Washington, Güney Kafkasya’da uzun zamandır “ikinci planda” gibi görünse de aslında perde arkasında önemli hamleler yapıyor:
- Rusya’yı dengeleme: ABD için Zengezur, Moskova’nın bölgede tek hâkim güç olmasını engelleyecek bir dosya. Washington, bu hattın Rusya kontrolüne geçmemesi için Ermenistan’ı diplomatik olarak cesaretlendiriyor.
- İran’ı çevreleme: Tahran’ın jeopolitik rolünü azaltacak her gelişme, Washington’ın çıkarına. Zengezur’un açılması, İran’ın kuzey ticaret koridorundaki rolünü gölgede bırakacak.
- Enerji güvenliği: Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığını azaltmak isteyen ABD, Azerbaycan kaynaklarının Türkiye üzerinden Batı’ya akmasını teşvik ediyor. Bu bağlamda Zengezur, enerji diplomasisinin kritik bir parçası.
- Ermenistan’ı Batı’ya çekme: ABD, Erivan’ı Rusya’dan koparmak için diplomatik baskı uyguluyor. Son dönemde Ermenistan-ABD yakınlaşmasının hızlanması da bunun işareti.
Zengezur Koridoru’nun “gizemi” aslında burada yatıyor.
- Herkes bu hattı istiyor, ama herkes farklı bir şekilde istiyor.
- Azerbaycan ve Türkiye tam bağımsız bir transit yol arzularken, Ermenistan kontrolün kendi elinde olmasını talep ediyor.
- Rusya askerî denetim peşinde, İran tamamen engelleme niyetinde.
- Batı, enerji güvenliği adına süreci destekliyor.
- ABD ise hem İran’ı çevrelemek hem Rusya’yı dengelemek için oyunun içine dâhil oluyor.
Kısacası, bu küçük kara şeridi, küresel aktörlerin bilek güreşi yaptığı bir fay hattına dönüşmüş durumda.
Zengezur Koridoru açıldığında, sadece Azerbaycan ile Nahçıvan birleşmeyecek; Türkiye ile Türk dünyası arasında da yeni bir köprü kurulacak. Ancak bu köprünün kim tarafından inşa edileceği değil, kimin kontrol edeceği asıl soru. Ve işte bu yüzden Zengezur’un gizemi yalnızca bölgesel değil, küresel bir bilmece.
Yorumlar
Kalan Karakter: