Türkiye’nin kaderi, 1946’dan itibaren Batı ittifakına yönelmesiyle birlikte farklı bir çizgiye girdi. 1952’de NATO’ya girişimiz, aslında bağımsızlığımız için değil; küresel güçlerin Türkiye’yi ileri karakol olarak kullanma planıydı. O günden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bürokrasiye, medyadan siyasete kadar birçok kurum, gizli NATO uzantılarının işgaline uğradı.
Bu işgalin sembol isimlerinden biri ise Emekli Albay Turan Çağlar oldu. NATO karargâhlarında görev yaptı, CIA-MOSSAD-MI6 hattında çalıştı. O kadar Batı hayranıydı ki, doğan kızına “NATO” adını verdi: Lale NATO.
1960 darbesinde aktif rol oynadı. Emeklilikten sonra da CIA’ya bilgi taşımayı sürdürdü. MİT’in takibine takıldığında “John” kod adıyla Amerikalılarla görüşmeler yaptığı ortaya çıktı. Mahkemede söylediği şu söz, aslında işin özünü ele veriyordu:
> “Zaten bütün hükümetler, Genelkurmay Başkanları Amerikan hesabına çalışıyor. Ben yapınca mı suç oldu?”
Bu cümle, Türkiye’nin nasıl bir kuşatma altında olduğunu özetliyordu. Fakat bu itiraf uzun sürmedi, Çağlar bir anda “kalp krizi” geçirerek susturuldu. İnfaz edildiği söylendi.
Peki ya kızı Lale NATO?
Onun hikâyesi de en az babası kadar ilginçtir. Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından, halkın gönlünde taht kuran Barış Manço ile evlendi. Ancak Manço da bu karanlık yapının gölgesini görmüştü.
1999’da vefat etmeden hemen önce, bir canlı yayında şu sözleri söyledi:
> “Türkiye’de gerçekleşen darbelerden sonra müzik piyasasına gizli bir el müdahale etti. Kültürel hayatımızı yönlendiren projeler var. Bununla ilgili bir belgesel hazırlıyorum.”
Aradan sadece bir ay geçti, Barış Manço aniden hayatını kaybetti. Kardeşi Savaş Manço açıkça söyledi: “Ağabeyim öldürüldü.”
İşte mesele budur!
Bu ülkede darbeler yalnızca siyaseti dizayn etmedi. Kültürü, sanatı, toplumsal hayatı da şekillendirdi. Çünkü Batı şunu biliyordu:
Silahla aldığını, şarkıyla korursun. Tankla bastırdığını, televizyonla yeniden inşa edersin.
Barış Manço, Anadolu’nun mayasını, Türk milletinin birliğini, kültürel bağımsızlığını savunuyordu. Onun belgesel hazırlığı bile Batı’nın planlarını deşifre ediyordu. Susturulması tesadüf değildi.
Bugün geldiğimiz noktada…
Orduda, Emniyet’te, Hukuk’ta, İstihbarat’ta, Medya’da, Meclis’te hâlâ Turan Çağlar’ların izinden giden kripto NATO’cular vardır. Türkiye, Akdeniz’de, Ortadoğu’da, Afrika’da milli çıkarlarını savundukça bu gizli odakların uykusu kaçmaktadır.
O halde yapılması gereken açıktır:
Derin NATO artık tasfiye edilmelidir!
Bu ülkenin damarlarına sızmış, Batı’nın çıkarlarına çalışan her kim varsa tek tek ortaya çıkarılmalı, devletin ve milletin yükünden atılmalıdır.
Unutmayalım:
Bağımsızlığın bedeli ağırdır, ama bedelsiz bağımlılığın utancı çok daha büyüktür.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: