Küresel ölçekte krizlerin, çatışmaların ve belirsizliklerin birbiriyle yarıştığı bir çağdayız. Ekonomik istikrarsızlıklar, savaş senaryoları, enerji darboğazları ve insanlığın vicdanını sarsan trajediler dünyanın dört bir yanını kuşatmışken, öne çıkan bir gerçek var: Türkiye, sessiz çoğunluğun sesi, mazlumların umudu ve barışın son kalesi olarak tarihî yürüyüşünü sürdürüyor.
Ve bu yürüyüşe yön veren kararlı liderliğiyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sadece Türkiye’nin değil, dünya siyasetinin de istikametini çizen bir lider olarak öne çıkıyor.
Lahey’de Yeni Bir Sayfa Açıldı
Lahey’de gerçekleştirilen NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi, sadece diplomatik bir buluşma değil, aynı zamanda gelecek yüzyılın güvenlik vizyonunun masaya yatırıldığı tarihî bir dönemeçti. Bu zirvede Sayın Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen ikili görüşme, Türkiye’nin karar verici aktör rolünü bir kez daha tescilledi.
Bu görüşme bir protokol fotoğrafı değil, yeni bir dünya düzeninin anahtar toplantılarından biridir.
Masada Konuşulanlar, Sadece Sınırlarımız Değildi
Görüşmede:
Stratejik ortaklık yeni bir derinlik kazandı.
Küresel krizler ve bölgesel gerilimler karşısında iş birliğine dair net mesajlar verildi.
İnsanlığın ortak vicdanını ilgilendiren konular doğrudan ve açık şekilde ele alındı.
Savunma sanayiinden enerjiye, yatırımlardan teknolojiye kadar birçok alanda Türkiye ile ABD arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmini hedefleyen somut irade, sadece ekonomik değil jeopolitik bir birlikteliğin habercisi olarak da okunmalıdır.
Gazze, Vicdanın Ölçüsüdür
İsrail-İran hattındaki ateşkesin kalıcılaştırılması yönündeki çağrılar, Gazze’de yaşanan insanlık dramına karşı sergilenen duyarlılık, Türkiye’nin sadece çıkar değil vicdan eksenli bir diplomasi yürüttüğünün göstergesidir.
Bu, diplomaside yeni bir anlayıştır: "Güçlü olan haklıdır" değil, "Haklı olan güçlüdür."
Savaşların Yerine Barış Masaları
Rusya-Ukrayna Savaşı örneğinde de görüldüğü gibi, Türkiye savaşları körüklemeyi değil, diyalog kanallarını açık tutmayı savunan istikrarlı tavrını yineledi. Çünkü Türkiye bilir ki; barış inşa etmek, savaşmaktan daha büyük cesaret ister.
Türkiye: Güven Veren, Yön Belirleyen Ülke
Bugün Türkiye;
NATO’nun sadece üyelerinden biri değil, en güvenilir stratejik ortağıdır.
Batı’nın tereddüt ettiği yerde, Doğu’nun yaralarını sarma iradesini gösteren vicdanlı devlettir.
Sadece izleyen değil, yön veren; sadece konuşan değil, uygulayan öncü aktördür.
Erdoğan Liderliği: Sözde Değil Fiilde Oyun Kuruculuk
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın stratejik öngörüsü, sadece Türkiye’yi değil, bölgeyi ve giderek dünyayı etkileyen bir liderlik kapasitesi oluşturmuştur. Bugün Türkiye’nin durduğu yer; “arabulucu” değil, çözüm üreten merkezdir.
Ve bu merkezde;
Halkların umudu,
Mazlumların duası,
Güç dengelerinin yönü yer almaktadır.
Türkiye Yeni Bir Çağ Başlatıyor
Dünya artık eski dünya değil. Diplomasi artık sadece masa başı değil. Güç artık sadece silahla değil, akıl, adalet ve itibarla kurulur.
Ve bu yeni dönemin adı: Türkiye Yüzyılıdır.
Türkiye artık sadece kendi kaderini değil, insanlığın vicdanını da temsil eden bir ülke hâline gelmiştir. Güçlü irade, büyük vizyon ve kararlı liderlikle…
Türkiye artık sadece bir ülke değil, bir yön, bir umut, bir sestir.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: