Yıllardır sahnelenen bir oyun izliyoruz.
Figüran belli, sahne belli, senaryo aynı:
Sözde Türk partisi, sözde temsil, sözde birlik.
Ama perde arkasında dönen gerçek, ne yazık ki rezaletin ta kendisi.
Delian Peevski ve Dževdet Çakır’ın kamuoyuna sunduğu son “barış ve birlik” fotoğrafı, işte bu tiyatronun final sahnesidir.
Ama bu bir zafer değil, kirli pazarlıkların utanç verici sonucudur.
Cevdet Çakır’ın istifası sadece bir görev değişimi değil, bir çöküşün itirafıdır.
Oğlunun adının karıştığı kara para ve yolsuzluk iddiaları artık mahkeme kayıtlarında.
36 şirket,
Solar enerji yatırımları,
Haciz kararları,
Soruşturmalar…
Peki şimdi sormayalım mı: Eğer bu çocuk bu davalardan da kurtulursa, vay Bulgaristan devletinin hâline!
Çünkü o zaman bu milletin tek bir sorusu olacak:
Devlet nerede?
Savcı nerede?
Hakim nerede?
Adalet nerede?
Devlet, üç beş zenginin gücüne karşı sustukça, millet meydanlara çıkacak.
Bugün yaz geliyor, insanlar tatil planı yapıyor olabilir…
Ama unutmayın:
Eylül ayında bu halk meydanlarda “devleti” arayabilir!
Halkın öfkesi öyle bir sel olur ki, ne makam tutabilir, ne unvan…
İlahi adalet gecikir, ama asla unutmaz.
Günü gelir, dosyalar açılır, hesaplar sorulur, maskeler düşer.
Ve o gün geldiğinde, halk bu rezaleti sadece izlemeyecek,
İradesiyle, ahlakıyla, oyuyla bu karanlık perdenin üstüne mühür vuracak.
Bu yüzden çağrımız net:
Bu seçim sadece bir siyasi tercih değil, ahlaki bir sınavdır.
Bu seçimde ya çocuklarımızın başını dik bırakacağız,
Ya da sustuğumuz için mahcup olacağız.
Biz kararımızı verdik.
Siz de verin.
Yeter! Bu tiyatro artık bitmeli.
—
Türk Halkının Onuru ve Geleceği Adına
“Gerçek temsil, temiz siyaset, güçlü millet!”
Bunu senin adından yayinla
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: