Her milletin tarihinde unutulmaz bir kavga, hatırlanması gereken bir dava, sahip çıkılması elzem bir hatıra vardır. Bizim tarihimizde bu izlerden biri, Talât Paşa’dır. 26 Şubat 1943’te yayımlanan Tasvir-i Efkâr gazetesinde yer alan şu manidar cümle hâlâ gönüllerde yankılanmaktadır:
> “Artık yalnız Türk milletinin kalbinde değil, uğrunda hayatını feda ettiği vatanının da topraklarında yatıyor.”
Bu cümle yalnızca bir naaşın yurda getirilmesini değil, bir millete, tarihe ve vicdana iade-i itibarın ifadesidir. Talât Paşa'nın İstanbul’a dönüşü, bir milletin kendi geçmişiyle yüzleşmesinin, onu bağrına basmasının ve hatırlamasının simgesidir. Artık o, sadece Berlin’de bir mezarda değil; aziz vatan topraklarında, uğruna ömrünü adadığı milletin kalbinde ebedî istirahatgâhına kavuşmuştur.
Unutulmuş Bir Liderin Sessiz Dönüşü
Talât Paşa’nın hayatı; zorluk, mücadele ve vatan sevgisiyle örülmüş bir destandır. II. Meşrutiyet’in ilanından Balkan Savaşları’na, I. Dünya Savaşı'ndan Osmanlı’nın son dönemine kadar her adımıyla tarih yazmış bir devlet adamıydı. Döneminin tartışmalı kararları, cesaret isteyen uygulamaları ve fedakâr duruşu; onu sevenlerin gözünde bir kahraman, karşıtlarının gözünde bir hedef hâline getirmiştir.
Ve ne yazık ki, bu hedef gösteriliş, 15 Mart 1921’de Berlin’de Ermeni Taşnak militanı tarafından suikastla sonuçlandı. Lakin öldürülen yalnızca bir insan değildi; hedef alınan, Türk devlet aklıydı. Şehit edilen, bir milletin bağımsızlığına duyduğu kararlı yürüyüştü.
Tarihe Sahip Çıkmak Geleceğe Sahip Çıkmaktır
Talât Paşa’nın naaşı yıllarca yabancı topraklarda bekledi. Ta ki 1943’te, yani ölümünden 22 yıl sonra, vatanına iade edilene kadar. Onun Hürriyet-i Ebediye Tepesi’nde toprağa verilmesi, sadece fiziki bir defin değil; tarihi bir vefanın, millet vicdanının bir tecellisidir.
Bugün bir kez daha şunu görmek gerekir ki: Tarih, sahip çıkılmadığında başkalarının elinde şekillenir. Talât Paşa, sadece bir dönemin bürokratı değil; Türk milletinin yeniden diriliş sürecinde bedel ödemiş öncülerindendir. Onu anlamak; geçmişiyle yüzleşebilen, geleceğini kendi elleriyle inşa edebilen bir millet olmanın adımıdır.
Son Söz Yerine
Şehit Talât Paşa, artık Berlin’in karanlığında değil; İstanbul’un kalbinde, aziz milletinin bağrında yatıyor. Bugün vatanperverlikten, bağımsızlıktan ve millet iradesinden bahseden herkes, onun ismini saygıyla anmalı, onun davasına sadakatle sahip çıkmalıdır.
Zira Talât Paşa, yalnızca bir dönemin adamı değil; “Vatan sağ olsun” diyerek can veren bir idealin adıdır.
“Artık yalnız kalbimizde değil… toprağımızda da yatıyor.”
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: