GEORGE FLOYD’UN ÖLÜMÜ?
Amerika'nın Minneapolis kentinde bir polis George Floyd isimli siyahi vatandaşını gırtlağına basarak boğdu. Zavallı Floyd'un son sözleri 'nefes alamıyorum' oldu. Bunun üzerine ABD de taşkınlığa, hatta saldırganlığa dönüşen bir protesto eylemi başladı. Eylem Floyd'un son sözleri ile başka ülkelere de sıçradı...
Yayınlanma :
07.06.2020 00:16
Güncelleme :
07.06.2020 00:16


Aslında böyle düşünmeye başlamamın başlangıcı gezi kalkışmasıdır. Orada iyi niyet ve samimiyet olmadığını gördüm. O zamandan beri böyle niyeti üzüm değil, bağcı dövmek olan eylemlere mesafeliyim. Günümüz uluslararası koşullarının Birinci Dünya Savaşı öncesi koşullara çok benzediğini düşünen biriyim. Bunun da üçüncü bir küresel savaşın alt yapısını oluşturduğuna inanıyorum. Dolayısıyla her türlü 'karışıklık' ve anarşizm ortamı bu ateşe benzin döker.
Ne antik Mısır, ne antik Roma ne de geçmişteki diğerlerinin hiç biri Amerikan köleciliği kadar acımasız bir köleci toplum olamadı. Kunta Kinte'nin öyküsünü izlediğimden beri böyle düşünürüm. Amerikan köleciliği en vahşi, en acımasız, en gaddar köleciliktir. Öyle ki geride, etkileri hala süren kalıcı bir ırkçılık bırakmıştır. Ku Klux Klan gibi bir ırkçı örgüt Amerika'ya özgüdür. NAZİ lerden farkı yoktur. Çoğu faşist yöntemlerde onlardan bile daha ileridir. Canlı canlı insan yakma ayinleri vardır.
Bu ırkçılık Amerikan toplumunun genlerine işlemiştir. Almanya'da önemli bir NAZİZM karşıtı demokratik kamuoyu vardır. Fakat Amerika'da böyle güçlü bir anti ırkçı irade yoktur. O nedenle sık sık özellikle devlet güçlerinin ırkçı uygulamaları hatta cinayetleri, ve de bundan cesaret alan sivil ırkçılık eylemleri görülmektedir. Amerikan devleti bu eylemler karşısında öylesine 'hoşgörülüdür' ki ' (siz bunu görmezden gelmek hatta göz yummak olarak anlayın) Kızılderili kafa derisi getirene para ödülü ödendiği günleri hatırlatmaktadır.
Düşünebiliyor musunuz bütün bu işler siyahi bir Genel Kurmay Başkanı ve de siyahi bir Devlet Başkanı görevlendirebilmiş bir ülkeye özgüdür. Bu görevlere gelen siyahiler göstermelik olmaktan öte değillerdir.
Şimdi gelelim bu durumdan vazife çıkarmaya çalışanlara. Ben bunların derdinin (elbette samimi olanları ayrı tutarım) bu haksızlığa karşı olmak olduğuna inanmıyorum. Onların derdi başka. Yukarıda değindim; başka amaçlar için böylesi bir durumdan faydalanmaya, daha doğrusu bunu kullanmaya çalışıyorlar. Öyle olmasa işin içine biran önce şiddet katmaya çaba harcamazlardı. Demokratik usulleri kullanırlardı.
Bakınız HDP ye. Kürtçenin yasak olduğu günleri çoktan geride bıraktığımız ülkemizde 'Kürtçe müzik dinlediği için öldürüldü' yalanıyla nasıl da bir 'Can't breathe' icadı çıkarma peşinde. Herkes şunu öğrenmeli ki gerçeğe dayanmayan hiç bir kışkırtma karışıklık çıkarmak isteyenlerin işini görmeyecektir. Yalanla çok az kişiyi kandırabilirsiniz. Onların en önemli kısmı da siz kendinizsinizdir.
Kaynak; Firuz Türker
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: