Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın, Sakaryaspor’un sürdürülebilirliği için şehir vergisi uygulamasını gündeme getirmesi kamuoyunda ciddi tepkiye yol açtı. Altyapı yatırımlarında kısmi bir ilerleme yaşanırken, deprem riski, kentsel dönüşüm ve ulaşım gibi hayati konularda hâlâ somut adım atılmamış olması eleştirilerin merkezinde yer alıyor.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı, “Sakaryaspor’un mali yapısının güçlendirilmesi için şehir halkından özel bir vergi alınabilir” açıklaması, şehir halkının gündemini ve tepkisini yeniden şekillendirdi. Sporun şehir kimliğindeki yeri tartışmasız olsa da, bu önerinin zamanlaması ve öncelik sıralaması açısından doğru olup olmadığı, kamuoyunda ciddi biçimde sorgulanmaya başlandı.
ALTYAPIDA KISMİ İLERLEME, DİĞER ALANLARDA SESSİZLİK
Sakarya’da altyapıya dair bazı projelerin yürürlüğe girdiği ve belli bölgelerde kanalizasyon, içme suyu ve yağmur suyu hatlarında gözle görülür bir iyileşme yaşandığı kamuoyunca da takdir edilse de, bu çalışmalar şehrin temel sorunlarının yalnızca küçük bir kısmını kapsıyor.
Buna karşın, deprem riski, kentsel dönüşüm, trafik yoğunluğu, toplu taşıma yetersizliği ve plansız kentleşme gibi hayati konularda hâlâ somut ve kalıcı çözüm odaklı adımlar atılmış değil. 1999 Marmara Depremi’nin izlerini hâlâ taşıyan Sakarya’da, yüzlerce riskli yapı olduğu bilinirken, kapsamlı bir dönüşüm planının hayata geçirilmemiş olması, halkın belediye yönetimine güvenini zedeliyor.
“SAKARYA’NIN CAN GÜVENLİĞİ GÜNDEM DIŞI BIRAKILAMAZ”
Deprem kuşağında yer alan bir şehirde, spor kulübüne kaynak sağlamak adına vergi önerisinin kamu vicdanında karşılık bulmaması kaçınılmaz hale geliyor. Şehir halkı, “önce güvenli yaşam alanları, sonra sembol değerler” diyerek sıralamanın net bir şekilde yanlış belirlendiğini ifade ediyor.
BİRÇOK VATANDAŞ BU KONUDAKİ GÖRÜŞLERİNİ ŞU CÜMLELERLE DİLE GETİRİYOR:
“Altyapı projeleri başladı ama daha yolun başındayız. Deprem ve dönüşüm gibi hayati konularda ise elle tutulur hiçbir proje yok. Bunlar dururken halktan vergi alıp spor kulübü finanse etmek hangi mantığa sığar?”
ETİK, EKONOMİK VE YÖNETSEL AÇIDAN TARTIŞMALI BİR ÖNERİ
Kamu kaynaklarının kullanımında öncelikler ve şeffaflık ilkesi, yerel yönetimlerin meşruiyetini doğrudan etkiler. Sakaryaspor’a yönelik vergi önerisi, bu çerçevede değerlendirildiğinde; etik açıdan tartışmalı, ekonomik olarak riskli ve yönetsel açıdan meşruiyeti zayıf bir çıkış olarak değerlendiriliyor.
Alternatif finansman modellerinin (sponsorluk, bağış, kamu dışı iş birlikleri) değerlendirilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, sporun halkla bütünleşik ve gönüllülüğe dayalı destekle sürdürülebileceğini; ancak bunun halkın sırtına yüklenmesinin kamusal adaletle bağdaşmadığını vurguluyor.
SONUÇ: Güvenli Kent, Sağlıklı Yaşam, Öncelikli Hizmet… Sonra Spor
Sakaryaspor, şehrin önemli değerlerinden biridir. Ancak, halktan alınacak vergilerle desteklenmesi düşüncesi; altyapıda kısmi iyileşmeler sağlanmışken, deprem riski, ulaşım, barınma ve şehir güvenliği gibi kritik konuların hâlâ çözüm beklediği bir ortamda kamuoyu tarafından haklı olarak sorgulanmaktadır.
Kent öncelikleri yeniden gözden geçirilmeli; belediye kaynakları ve enerjisi, halkın yaşam güvenliğini doğrudan ilgilendiren alanlara yönlendirilmelidir. Sakarya halkı, önce güvenli konut, sonra gönüllü spor desteği istiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: