ŞEHİR HAYATI DENEN CEZAEVİ?
Biz hayatın zenginliğini, şehrin ışıklarına, asfaltına ve vitrinlerin albenisine feda ettik
Yayınlanma :
17.11.2017 00:13
Güncelleme :
17.11.2017 00:13


Gelin Beyler, şu arsa spekülatörlerinin uydusu haline gelen Belediyeleri yeni baştan düzenleyelim. Senin-benim adamım anlayışından çıkarak şehir kültürünü, hayatın zaruretleriyle birleştirmeyi becerecek adamları belediyelerin başına getirelim. Şehirlerin ruhunu beton bloklara hapseden gönüllü kölelik zihniyetini yıkmak istiyorsak, şehir ve şehirleşme konusunda devletin oturmuş bir politikası olmalıdır. Şimdi yıllardır İstanbul’da 7 şiddetinden daha büyük bir depremin gelmekte olduğunu söyleyenler, onu karşılamak üzere 25-30 katlı binaları inşada yarış halindeler. Allah göstermesin, ama ben hep merak ediyorum; bu ucube kuleler depremde ne hale gelecekler diye? Hadi sağlam yaparsınız, yıkılmaz, dağılmaz, ama altından zemin kayarsa ne olur? Bunu iplerle bir yerlere bağlayacak gücünüz var mı?
Siyasetin dar koridorlarında şehir rantının peşinde olanlarla uğraşmaya devletin gücü yeter mi bilmiyorum? Yetseydi, uydu şehirler projesi uygulamaya geçer ve İstanbul nefes alacak hale gelirdi.
Bugün sıkıntı yalnız İstanbul’da mı? Hayır! Şu son bir yıl içerisinde Karadeniz sahillerini gördüm, Bursa’ya, Kocaeli’ne, Antalya’ya, Konya’ya gittim. Hemen hepsinde aynı tehdidin korkunç kokusunu aldım.
Beyler, Türkiye yanlış bir mantık üzerine oturtularak şehirleşiyor. Şehirleri dizayn eden siyasette şehir bilinci olmadığı için bu bilinçten beslenen şehir kültürü yok. Şehir mimarlarının ideal edinilmiş evrensel değerlerimizi koruma arzuyu yok. Hayatımızı kolaylaştırmak için koşuşturanlar geleceğimizi karartıyorlar. Daha doğrusu gelecek neslin yaşama hakkını ellerinden alıyorlar.
Bakınız beyler, yıldı 19 milyar ton karbon monoksiti araçlarımız teneffüs ettiğimiz havaya bırakıyor. Bu araçlar, dağda gezmiyor, şehir içinde kullanılıyor. Artık payınıza düşeni nasıl alırsınız bilemiyorum.
Şehirler giderek cezaevine dönüşme durumundadır. Cumhuriyetten bu yana şehirleşmede, içimizi ısıtacak bir girişim görmedik. Kendi kendimizi katlediyoruz. Bunun sorumlusu, şehir politikalarını üretenler ve bu şehirleri yönetenler değil midir?
Muhsin İlyas Subaşı / Ülke Postası
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: