Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay sürecine ilişkin yaptığı açıklamalara yanıt, mevcut Genel Başkan Özgür Özel’den geldi.
ÖZEL: 31 MART’TA TRT SÖYLEDİ, DELEGE SÖYLEDİ, MEYDANLAR SÖYLÜYOR
Kurultay ve sonrasında gündeme gelen iddialar hakkında konuşan Özgür Özel, CHP'nin yerel seçimlerdeki başarısını hatırlatarak partinin bugün geldiği noktada meşruiyet sorunu olmadığını belirtti. “Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde bulunduğu durumu 31 Mart akşamı TRT ekranları gösterdi” diyen Özel, 47 yıl sonra birinci parti olmanın tarihsel önemine işaret etti. “Ben sürpriz demiştim, 47 yıl sonra birinci parti olduk. Bugün yapılan tüm anketler, meydanlar bu durumu teyit ediyor” ifadelerini kullandı.
Parti içi birliğe de dikkat çeken ve T24 yazarı Murat Sabuncu’ya konuşan Özel, “Tarihin en büyük saldırısı altında parti bu kadar birleşmişken, delegeler oy birliğiyle genel başkan listesine sahip çıkmıştır. Geçerli oyların tamamıyla destek verilen bir liderlik var. Laf söylemek bana düşmez” şeklinde konuştu.
“KURULTAY DAVASI SONUÇ DEĞİL, SÜREÇ ODAKLI”
CHP’de tartışma yaratan bir diğer konu ise kurultay sonrası açılan dava süreci. 30 Haziran’da görülmesi beklenen davaya ilişkin konuşan Özel, hukuki bir sonuç beklemediğini vurgulayarak, sürecin aslında partiyi tartışmaya açmayı hedeflediğini ifade etti. Özel, “Orada üç-beş meczubun iftiraları dışında bir şey yok. MASAK raporu tertemiz geldi. Hukuki zeminde bir sorun yok ama bu dava süreç odaklıdır. Partiyi tartıştırmak için planlanmıştır. Bu yüzden akıllı olup bu tuzağa düşmemek gerekir” dedi.
KILIÇDAROĞLU NE SÖYLEMİŞTİ?
CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı soruşturmasına ilişkin iddialar hakkında açıklama yapmıştı.
"Tehditler, iftiralar ve kirli kampanyalar bir araya gelmiş durumda" diyen Kılıçdaroğlu, "Hepsi bir ağızdan, hiçbir bilgi sahibi olmadığım, hiçbir dahlimin bulunmadığı bir konuda konuşmamı talep ediyorlar" ifadelerini kullanmıştı.
Kılıçdaroğlu, "Eğer ortada bir gerçeklik varsa, onu eğip bükmeden, çekinmeden, dimdik bir duruşla dile getirmekten asla geri durmam" demişti.
Kılıçdaroğlu, şunları ifade etmişti:
"20 Kasım 2023 tarihinde, 38. Kurultayımızın üzerinden henüz iki hafta geçmişken, kurultaya ilişkin bazı iddialar kamuoyuna yansımaya başladı. O gün yayımladığım videoda, partimizi korumak adına gerekli olan her şeyi açıkça ve kararlılıkla dile getirdim.
Ancak o günden bu yana, organize edilmiş, kimliklerini gizleyerek karanlıkta hareket eden trol hesaplar üzerinden sistematik bir linç kampanyasına maruz bırakılıyorum. Can güvenliğime yönelik açık tehditler alıyorum. Beni elektrik direğine asmakla tehdit edenler de var, silahla vurulmamı isteyenler de…
Tehditler, iftiralar ve kirli kampanyalar bir araya gelmiş durumda. Sahte sosyal medya hesaplarından, fonlanan sözde akademisyenlere, iftira ve manipülasyonla mesleklerini kirleten bazı gazetecilere kadar uzanan geniş bir cepheyle karşı karşıyayız. Ve ne yazık ki, dün siyasi ikballeri uğruna yanımda saf tutan, bir zamanlar benimle yol yürümeyi bir övünç sayarken bugün başka mecralara savrulmuş bazı siyasetçiler de bu koroya katılmış durumda.
Hepsi bir ağızdan, hiçbir bilgi sahibi olmadığım, hiçbir dahlimin bulunmadığı bir konuda konuşmamı talep ediyorlar.
Oysa biz, bu milletin hakiki gündeminden sapmadan yürümek zorundayız. Şahsi değil, kamusal olana; dedikoduya değil, hakikate yaslanmak zorundayız. Ben, polemikle değil halkla konuşan bir siyasetçiyim. Ve beni tanıyan herkes bilir: Eğer ortada bir gerçeklik varsa, onu eğip bükmeden, çekinmeden, dimdik bir duruşla dile getirmekten asla geri durmam.
Beni direklere asacaklara, silahla vuracaklara, beni yakacaklara, taşlatacaklara, bir adım attırmayacaklara ve lamalara söylüyorum: Sizden korkan sizden namerttir.
Benden bir mesaj bekleyen herkese buradan açıkça sesleniyorum: Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz."
TGRT Ankara Temsilcisi Fatih Atik'e özel yeni bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz" cümlesiyle anlatmak istediğini şöyle açıklamıştı:
"Bu cümleyle anlatılmak istenen şudur: Parti içinde veya dışında; kim olursa olsun, partiyi yıpratmak, itibarını zedelemek, karanlık kampanyalarla hedef göstermek isteyenler varsa, bu kişilere karşı verilecek mücadele yine partinin kendi ahlakı, tarihi, değerleri, ilkeleri (yani harem-i ismetinde) içerisinde kalarak verilecektir.
Yani düşmanlarla onların kullandığı çürümüş yöntemlerle değil, partinin temiz, onurlu ve ilkeli yapısı içinde hesaplaşılacaktır. Aynı zamanda bu ifade, partinin kendi içindeki çürümeye karşı da bir gözdağı ve kararlılık beyanıdır. Parti içinden veya dışından kim dokunulmaz zannediyorsa, partinin 'lekesizliğinde' boğulacaktır."
Yorumlar
Kalan Karakter: