HABER MERKEZİ - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Erzurum'da düzenlediği basın toplantısında gündemdeki birçok konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Oltu’da yaşanan işçi faciasına değinerek konuşmasına başlayan Destici, fiyat artışlarından siyasi etik tartışmalarına, iktidar-yetki dengelerinden kurultaylara ilişkin yargı süreçlerine kadar çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
OLTU’DAKİ MADEN FACİASI: “BU HADİSE MİLAT OLMALI”
Basın toplantısının başında Erzurum’un Oltu ilçesinde meydana gelen ve üç işçinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan iş kazasına ilişkin konuşan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileklerini iletti. Destici, olayın yalnızca bir kaza olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek şu sözleri kullandı:
“İnanıyorum ki bu hadise bir milat olacaktır. Yeni bir düzenleme getirilecektir. Daha sağlıklı şartlarda, daha güvenli ortamlarda, ruhsatları alınarak ve gerekli yasal düzenlemeler, yönetmelikler oluşturularak bu iş yapılmaya devam edecektir.”
Destici, bu tür olayların ardından sorumluların hesap vermesi kadar, benzer kazaların önüne geçilmesi için kalıcı yapısal çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı.
TEMEL GÜNDEM: FAHİŞ FİYATLAR VE HALKIN EKONOMİK YÜKÜ
Destici’nin gündeminde, son dönemde kamuoyunun büyük tepkisine neden olan sebepsiz ve denetimsiz fiyat artışları da vardı. Fahiş fiyat uygulamalarını sert bir dille eleştiren BBP lideri, özellikle meyve-sebze fiyatlarındaki uçurumlara dikkat çekti. Geçtiğimiz hafta verdiği örneği yineleyen Destici, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz hafta basın toplantısında buna örnek olarak kirazı göstermiştik. Kiraz 500 lira. Tezgahta 500 lira, markette 500 lira. Peki bunun maliyeti 500 lira mı? Hayır. Bu çiftçiden, üreticiden kaç liraya alınıyor? 40 liraya alınıyor, 500 liraya satılıyor. Aynı şey işte limon için geçerli. Limon 120 lira. Üreticiden kaç liraya alınıyor? Tahmin ediyorum 20 liraya bile alınmıyor.”
Bu durumu “insafsızlık” ve “ahlaksızlık” olarak nitelendiren Destici, denetimlerin daha etkin yapılması gerektiğine işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu anlamda 289 işletmeye 114,7 milyon lira ceza uygulanmış. Bu insafsızlıktır, bu ahlaksızlıktır. Buna fırsat vermeyecek olan, bunu kontrol edecek olan devlettir. Devleti kim yönetiyor? Hükümettir. Hükümetin ilgili bakanlığıdır ya da ilgili kurum ve kuruluşudur.”
İKTİDAR VE ORTAKLIK AÇIKLAMASI: “SORUMLULUK HÜKÜMETİNDİR”
Büyük Birlik Partisi’nin Cumhur İttifakı’nın bir parçası olduğuna ancak iktidar ortağı olmadığına dikkat çeken Mustafa Destici, bu farkın doğru anlaşılması gerektiğini ifade etti. 23 yıllık iktidar sürecine ilişkin net bir ayrım yapan Destici, şu ifadeleri kullandı:
“Biz hükümetin ortağı değiliz, sadece ittifak ortağıyız. Hükümette üyemiz falan yok. Dolayısıyla 23 yıllık iktidarın yapıp ettikleri kendisini bağlar. Bunun hesabını milletine verir. 23 yıldır bu millet bu partiyi iktidar yapıyor ve Sayın Cumhurbaşkanımızı başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak seçiyorsa demek ki burada bir memnuniyet, bir kabul var. Bunu da görmek lazım.”
Destici, doğru yapılan işleri takdir etmekle birlikte, eksik ve hatalı adımların da tespit edilerek düzeltilmesi gerektiğini belirtti:
“Doğru yapılan işler var, eksik yapılan işler var, hatalı yapılan işler var. Millet bunu bir teraziye koyuyor ve terazide doğru yapılan işler ağır basınca milletimizin önemli bir kısmı tarafından öbür yapılmayanlar ya da eksik olanlar bir kenarda duruyor. Halbuki bence o hatalı, eksik, noksan olanları öne alıp onların çözümünü bulmak gerekir diye düşünüyorum.”
KURULTAY VE MAHKEME TARTIŞMALARI: “YÜKSEK SEÇİM KURULU SON SÖZ SAHİBİDİR”
Mustafa Destici, CHP’de yaşanan “mutlak butlan” tartışmalarına da değinerek, siyasi partilerin iç hukuk sürecine dair önemli bir anayasal noktaya dikkat çekti. Siyasi Partiler Kanunu ve Anayasa’nın açık hükümlerine işaret eden Destici, şunları söyledi:
“Siyasi Partiler Yasası vardır. Anayasa'da bununla ilgili hükümler vardır. Siyasi partilerin kurultaylarıyla ilgili kararı ilçe seçim kurulu verir, Yüksek Seçim Kurulu onaylar. Tıpkı seçimlerde olduğu gibi bu son hukuki mercidir. Dolayısıyla Seçim Kurulunun verdiği kararı başka mahkeme bozamaz. Bu anayasal bir kuraldır, yasal bir kuraldır.”
Mahkemelerin kurultaya ilişkin usulsüzlük ya da etik dışı eylemlerle ilgili kararlar alabileceğini söyleyen Destici, bu tür kararların siyasi sonuçlar doğurmasının ise mümkün olmadığını savundu:
“Ben mahkemeden farklı bir karar beklemiyorum. Farklı bir karar da bugüne kadarki uygulamalara, mevcut yasaya da uygun düşmez diye düşünüyorum. Öbür tarafta başka bir husus daha var. Bir kurultayın sonucunu etkilemek için telefon dağıtılmış, çocuğu işe alınmış, paralar verilmiş. Bir sürü gayriahlaki ve gayriyasal iş yapılmış. Bununla ilgili mahkeme bir karar verebilir. Bunun kurultayın sonucunu etkileyecek bir karar olacağını düşünmüyorum.”
DESTİCİ’DEN DEVLETE ÇAĞRI: “DAHA ŞEFFAF, DAHA ADALETLİ BİR SİSTEM İÇİN”
Basın toplantısında sık sık “adalet”, “ahlak” ve “sorumluluk” kavramlarına vurgu yapan Mustafa Destici, siyasi ve ekonomik düzenin daha şeffaf, daha denetlenebilir ve halk yararına çalışan bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Devletin, vatandaşın haklarını koruyan etkin bir mekanizma olarak her alanda denetim ve düzenleme sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: