15 Temmuz gecesi Türkiye’de halkın iradesi kadar hukukun da ağır bir darbe aldığı artık inkâr edilemez bir gerçektir. O gece emirle hareket eden askerler, görev başındaki polisler, sıradan öğretmenler ve doktorlar; yani bu ülkenin evlatları, bir anda “hain” yaftasıyla suçlandı Yerel mahkemeler ve istinaf “suç unsuru yok” diyerek beraat kararı verirken, Yargıtay aynı dosyaları tersyüz edip ömür boyu hapis cezaları verdi. Ne yeni delil vardı, ne tanık… Sadece siyasi atmosferin gölgesi vardı. Hukukun terazisi değil,siyasetin rüzgârı ağır bastı.
Bugün yüzlerce masum insan “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” gibi en ağır suçlamayla cezaevlerinde ömür tüketiyor. Onlar birer asker,öğretmen, doktor ya da polis değildi yalnızca; bir baba, bir anne,bir kardeş, bir evlattı. Hayatları, kariyerleri ve aileleriyle birlikte yok edildi.
Bu tablo sadece mağdurların değil,tüm toplumun omuzlarında ağır bir utançtır. Çünkü adalet bir gün herkese lazım olacak. Eğer hukuk, delilsiz ve keyfi kararlarla yok edilirse, yarın kimsenin güvencesi kalmayacak.
Türkiye’nin en büyük ihtiyacı,gerçeği saklamayan bir adalet ve siyasetin gölgesinden kurtarılmış bir hukuk düzenidir. Aksi halde bu ülke, sadece 15 Temmuz gecesinin değil,sonrasında yaşanan büyük adalet cinayetlerinin de yükünü taşımaya devam edecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: