Şefik Arman
İş İnsanı – Araştırmacı Gazeteci – Yazar
Türk tekstil sanayisi, uzun yıllar boyunca üretim kapasitesi, ihracat gücü ve yarattığı istihdam ile Türkiye ekonomisinin temel taşı niteliğinde olmuştur. Bu yapı içerisinde sanayi dikiş ipliği ve iplik üretimi, konfeksiyon ve hazır giyim sektörlerinin sürekliliğini sağlayan stratejik bir ara malı üretim alanı olarak öne çıkmaktadır. Ancak son dönemde artan enerji, işçilik, finansman ve hammadde maliyetleri, iplik sektörünü derin bir rekabet baskısı altına sokmuştur.
Bu sürecin dikkat çeken örneklerinden biri, kesik elyaf polyester ve türevleri ile sanayi dikiş ipliği üretimi yapan Diktaş İplik Anonim Şirketi’nin, Tuzla’daki fabrikasının büyük bir bölümünü Mısır’a taşıma kararıdır. Şirket, artan maliyetler ve Türkiye’de derinleşen ekonomik belirsizlikler nedeniyle üretim bandının önemli bir kısmını yurtdışına kaydırmış; faaliyetlerini Mısır’da sürdürme yönünde stratejik bir adım atmıştır. Bu karar, Türkiye’deki üretim kapasitesinin daralmasına ve istihdam kaybına yol açmıştır.
Ancak üretimin Mısır’a kaydırılması yalnızca Diktaş İplik ile sınırlı değildir. Tür İp İplik AŞ, Oskar İplik AŞ ve Nerteks İplik Sanayi Ticaret Ltd. Şti. gibi sektörün önemli aktörleri de Mısır başta olmak üzere düşük maliyetli ülkelere üretim tesisleri kurarak faaliyetlerini yurtdışına taşımıştır. Bu firmaların aldığı kararlar, iplik sektöründe üretim göçünün münferit değil, yapısal ve yaygın bir eğilim hâline geldiğini göstermektedir.
Sektör temsilcilerinden edinilen bilgilere göre, Türkiye’de faaliyet gösteren diğer birçok iplik üreticisi firma da Mısır, Kuzey Afrika ülkeleri ve bazı Orta Doğu bölgelerinde yatırım ve üretim olanaklarını araştırmaktadır. Enerji maliyetlerinin düşüklüğü, işçilik giderlerinin daha avantajlı olması, vergi teşvikleri ve ihracat pazarlarına erişim kolaylığı, bu ülkeleri Türk tekstil sermayesi açısından cazip hâle getirmektedir.
Bu gelişmelerin Türkiye açısından en kritik sonucu ise istihdam alanında yaşanmaktadır. İplik üretimi; doğrudan çalışanların yanı sıra lojistik, bakım, kimya, ambalaj ve yan sanayi gibi birçok sektörü beslemektedir. Üretimin yurtdışına taşınması, yalnızca fabrika çalışanlarını değil, geniş bir ekosistemi de olumsuz etkilemekte; istihdamın kademeli olarak erozyona uğramasına neden olmaktadır.
Öte yandan üretim kaybı, Türkiye’nin iç pazardaki tedarik güvenliğini ve dış pazarlardaki rekabet gücünü de zayıflatmaktadır. İplik gibi stratejik bir ara malının ithalata bağımlı hâle gelmesi, maliyetleri daha da artırmakta ve tekstil değer zincirinin bütünlüğünü tehdit etmektedir. Bu durum, uzun vadede Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörlerindeki lider konumunu riske atmaktadır.
Sonuç olarak, Diktaş İplik başta olmak üzere Tür İp İplik AŞ, Oskar İplik AŞ ve Nerteks İplik Sanayi Ticaret Ltd. Şti. gibi firmaların Mısır’a yönelik yatırımları; Türk iplik ve tekstil sanayisinde yaşanan yapısal kırılmanın açık göstergeleridir. Diğer firmaların da benzer arayışlar içinde olması, üretim temelli ekonomiden uzaklaşmanın hız kazandığını ortaya koymaktadır. Bu tablo, üretimi ve istihdamı Türkiye’de tutacak, maliyet baskılarını azaltacak ve sanayiyi yeniden cazip hâle getirecek kapsamlı politikaların acilen hayata geçirilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir.
Yorumlar
Kalan Karakter: